Yeni bir para düzeni mümkün mü? - 3
Aydınlık gazetesi yazarlarından, değerli hocam Hakan Topkurulu’nun bankacılık ve maliye konularındaki derin bilgilerinden faydalanıyorum. Endüstri Mühendisliği eğitimim süresince ve lisansüstü eğitimlerim sırasında ekonomi alanlarında çeşitli dersler aldım, teoriler çalıştım. En iyi mühendislerin mühendislik ekonomisini çok iyi anlamalarını ve üretimlerinin ülke ekonomisine, topluma, insanlığa katkısını ölçecek bir yöntemleri olduğunu biliyorum. Yazılarımı kalkınma, üretim, teknoloji konularını bağlantısallık içinde harmanlayarak yazıyorum. Para düzeni konusunu inceleyerek bir katmanı daha ekliyorum. Şunu görüyorum, dolar gidiyor. Yerine BRICS’in insanlığa kazandıracağı yeniliği yaşayacağız. Türkiye, önümüzdeki günlerde bir Milli Hükûmet yönetimiyle bu insanlık davasına katılacaktır.
Şimdi başlayalım yazıya…
Birinci ve ikinci yazılarda parayı önce takasın, sonra imparatorlukların kan dolaşımının merkezinde görmüştük. Bu kez, paranın bir başka dönüşümüne, madenin yerini kâğıdın, güvenin yerini sisteme bıraktığı çağa giriyoruz. Sanayi Devrimi yalnızca buharı, demiri ve kömürü değil, modern finansın doğumunu da ateşledi.
Tarihin ilk para biçimleri, yalnızca değiş tokuşun aracı değil, aynı zamanda iktidarın damgasıydı. Lidyaların bastığı madeni paralar, bir malın değil, bir egemenliğin sembolüydü.
Para, toprağın bağrından çıkan metalin saflığında hükümranın iradesini taşırdı. O dönemde altın ve gümüş kralın onayıyla değer buluyordu. Bu yüzden madeni para bir değişim aracı olmaktan önce, iktidarın cisimleşmiş hâliydi. Hükümdarın topraklarında kullanılan madeni parada sadece hükümdarın belirlediği bir tasarım kullanılacaktı. Başka bir krallığın madeni parasıyla ticaret kabul edilemezdi.
Ancak ticaret yolları genişledikçe, paranın kendisi ticaretin önünde bir engel haline geldi.
Bir deve kervanının ağırlığı artık mallardan değil, taşınan gümüşlerden geliyordu.
Doğu medeniyetinin ticaret zekâsı, tarihin en büyük finansal devrimini doğurdu: Kâğıt para.
7-9. yüzyıllarda hüküm süren Tang Hanedanlığı dönemi Çin’inde tüccarlar, uzak eyaletlerdeki borçlarını kâğıt senetlerle ödemeye başladılar. Bu senetlerin arkasında altın yoktu, ama devletin mührü vardı. Bu, paranın maden olmaktan çıkıp sözleşmeye dönüşmesinin ilk adımıydı: Artık değer, madenin değil, devletin itibarının ürünüydü.
Ancak asıl yaygınlaşması 11. yüzyılda Song Hanedanlığı ile oldu. Kaynaklardan okuğuma göre Marco Polo gibi gezginler aracılığıyla Avrupa’ya taşınan bu fikir, kıtada ancak 17. yüzyılda karşılık buldu.
1609’da kurulan Amsterdam Bankası, kâğıt para benzeri bir sistem olan “banka makbuzlarını” kullanarak ticari likiditeyi........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon
Constantin Von Hoffmeister
Mark Travers Ph.d