YÜZ YILDA İNSANIMIZ GÜNLÜK TUTMAYA NEDEN UZAK DURDU?
Yalçın Duman, Eylül ayından başlayarak Antçev’de (Antalya Kültür Sanat Eğitim Vakfı) edebiyat programlarını hazırlayıp sunmaya başladı. Ekim ayındaki etkinliği aşağıdaki sunumla duyurdu.
“Şiir dili, imge ve metafor kurgusuna dayalı anlatımını, nesir diline de dayatmaya mı başladı?
Edebiyatta, türler arası geçişten ne anlıyoruz ve hangi türler birbirine daha fazla geçiş yapıyor?
Yüz yıllık Edebiyat eğitimimizde insanımıza neden günlük tutmayı öğretemedik?
Edebiyatın deneme türü, niçin baş köşeye oturdu?”
Bir öğretim yılında işlenmesi gereken derinlikli konuları çift imbik bir anlatımla sundu. İzleyenler de keyif aldılar, hatta soru ve yorumlarıyla da katkı verdiler.
Bu yazımda “Yüz yıllık edebiyat eğitimimizde insanımıza neden günlük tutmayı öğretemedik?” konu başlığı üzerinde durmak istiyorum. Ancak soruyu “Yüz yılda insanımız günlük tutmaya neden uzak durdu?” diye değiştirmek istiyorum. Çünkü okullarda yapılacak günlük bir eğitimle insanlara 'günlük' tutmaları öğretilemez. Günlük tutma bir yaşam biçimi ve hayat felsefesinin türevidir; ritmik bir disiplin de ister.
Yüz yıldan devam edelim.
Nüfusumuzun ’i kırsalda yaşamaktadır. Köy sayısı 40 bin. Okul yok, yol yok, evler kerpiç, tarım çağın gerisinde ve en ilkel şekilde yapılıyor. Cumhuriyet'in kurulduğu yıl, belediyeler, il özel idareleri ve genel bütçeye bağlı olarak toplam 78 hastane ve dispanser ile 4.595 hasta yatağı ve toplam 560 hekim, 554 sağlık memuru, 136 ebe, 69 hemşire, 4 eczacı mevcut.
Toplam 12 milyon olduğu tahmin edilen nüfus ise açlık, yoksulluk, sefaletin yanı sıra sıtma, trahom, verem, frengi, lepra, çiçek, kolera, tifo, tifüs, ankilostam, nekator ve benzeri bulaşıcı hastalıklarla boğuşmakta.
Cumhuriyet'in ilan edildiği 1923-1924 eğitim öğretim yılında Türkiye’de 4894 ilkokul, 10.238 öğretmen 341.941 de öğrenci bulunmakta. Eğitim ve öğretim Osmanlı Devleti’nden kalan Arap alfabesiyle Türkçe okuyup yazmaya çalışan öğrenciler ve öğretmenlerle yapılmaktadır.
Genç Cumhuriyet Osmanlı’dan şifahi bir toplum devralmıştır. Hani Yahya Kemal der ya, "Şarklı konuşur Garplı yazar”
Var olan öğretmenlerin sadece yüzde 32’si öğretmen yetiştiren kurumlardan, yüzde 68’i medreselerden, imamlardan ve askerliğini yapmış, okuma-yazma bilenlerden karşılanmakta.
Nüfusun yüzde 80’i........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon