Salgado’nun Hayali
Bazı insanlar vardır, hayatları boyunca öyle izler bırakırlar ki, onları hiç tanımamış olsan bile sanki kaybettiğin bir dost gibi hissedersin. Sebastiao Salgado, işte o insanlardan biriydi benim için. Geçtiğimiz günlerde aramızdan ayrıldığında, içimde bir boşluk hissettim. Belki de onunla aynı yolda yürüyemediğim, hayalini kurduğum birçok şeyi gerçekleştiremediğim için… Belki de o yolun ne kadar sarp ve zorlu olduğunu gördüğümde, adımlarımın ağırlığı daha da arttı.
Ama Salgado öyle biri değildi. O yürümekten asla vazgeçmedi. Kamerasını bir silah gibi değil, bir mercek gibi kullandı. Dünyanın acılarına, eşitsizliklerine, savaşlarına, göçlerine, yoksulluğuna baktı ve sonra bize baktı, gözümüzün içine.
Ben hala yapamadığım projelerin listesini bir kenara yazarken, Salgado bir ömrü fotoğrafla ördü. "Dünyanın Tuzu" belgeselini izlerken, içimde bir şey kıpırdadı. O belgesel sadece bir sanatçının portresi değil, bir insanlık arayışının güncesiydi. Afrika'nın kurak topraklarından Amazon ormanlarına, Ruanda’dan Kuveyt'e kadar, adımını attığı her yerin hafızasını bizim için kayıt altına........
© Anayurt
