12 Eylül'de Samsun’da bir aile trajedisi yaşandı. 33 yaşındaki Doktor Serdar Kıyak’ın direksiyon hakimiyetini kaybettiğini söylediği arabası, Kızılırmak Nehri'ne uçtu. Serdar Kıyak arabadan atladığını iddia etti ve başında herkes ona inandı. Arabada eşi 31 yaşındaki Gülşah Karaman Kıyak ve öz oğlu 1 yaşındaki Alperen vardı, ikisi de boğularak öldü.

Serdar Kıyak’ın hali önce yürekleri yaktı. Olay yerindeki perişan, ayakta duramayan, cenazede sefil haldeki baba, tabutun üzerine kapanmış oğluna ve karısına ağlıyordu. Allah hiç kimseye evladının tabutuna ağlamayı reva görmesin.

Fakat sonra tuhaflıklar ortaya çıkmaya başladı. Gülşah Kıyak arkadaşlarına mesaj atmış ve kocası için “Beni tehdit ediyor” yazmış. Daha birkaç yıllık evliydiler ama yakınlarının tehdit mesajını göstermesi üzerine Serdar Kıyak’ın ikinci defa alınan ifadesinde, aynı hastanede görev yapan psikolog Didem C. ile ilişki yaşadığını itiraf ettiği yazılıyor. Kıyak, "Eşim Gülşah, 12 Temmuz'da Didem C. ile mesajlaşmalarımı yakaladı ve tartıştık. Boşanmak istedi ama konuşup konuyu kapattık" demiş. 12 Temmuz – 12 Eylül arası sadece 2 aylık bir süre… Böyle bir konu böyle kolay kapanır mı?

Soruşturma kapsamında ortaya çıkan........

© Anayurt