Mevsimsel ekonomi
Ekonominin alıp başını gittiği günler yaşıyoruz desek aşırı doğru bir tezat yapmış oluruz.
Savaş haberi ile beraber bir anda ortalık altın başta olmak üzere döviz ve en sonda dün akaryakıtın enflasyonu zorlayacağı yeni gelen artışı ile piyasaların da hızına yetişemez olduk.
Tam da ekonomi de mevsimseldir aslında diyecek iken savaşın ortasında kalıverdik.
Yom savaş ı, etkilerini vs konuşmak değil niyetim.
Mevsimsel ekonomi başlığı daha önemli şu anda içinde bulunduğumuz konjonktür de bana göre…
Nedir mevsimsel ekonomi dersek de…
Yılın dört mevsimi yalnızca doğayı değil, ekonomik yapıları da fazlasıyla etkilemekte:
Tıpkı tarım gibi, turizm gibi sektörlerin doğrudan mevsimsel değişimlere bağlı olması, “yaz ekonomisi” kavramını giderek daha fazla önemser hale getiriyor.
Peki, yaz ekonomisi kavramını sadece plajlara ve otellere mi indirgemeliyiz?
Elbette ki hayır...
Yaz ekonomisi; yaz aylarında artan tüketici harcamaları, turizm hareketliliği, mevsimsel istihdam artışı ve tarım üretiminin yoğunlaştığı bir dönem boyunca ekonomideki canlanmayı ifade eder terimsel olarak.
Bu dönemde enerji tüketiminden, ulaşım ve eğlence sektörüne, tarımdan perakendeye kadar birçok sektör ciddi bir ivme kazanır. Aynı zamanda bu dönem, bazı ülkeler için yılın geri kalanında oluşan açıkları kapatma fırsatı anlamına gelmekte
Peki dünyada yaz ekonomisi nasıl uygulanmakta dersek de Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede yaz ekonomisi bilinçli şekilde planlanan bir strateji halinde aslında.
Örneğin Yunanistan, İspanya, İtalya gibi turizm odaklı Akdeniz ülkeleri, yaz sezonunu sadece turistik gelir değil; vergi tahsilatını artırma, mevsimlik istihdam yaratma ve yerel ekonomileri destekleme açısından da stratejik görüyorlar.
Bu ülkeler, altyapı yatırımlarını yaz sezonuna göre planlıyor, tanıtım kampanyalarını sezon öncesinde yoğunlaştırıyor, mevsimsel girişimcilik desteklerini bu döneme göre şekillendiriyorlar.
Ki Yunanistan, İtalya ve İspanya yaz ekonomisi hesaplarını kışın çoktan yapan ülkelerinde........
© Analiz
