Öz saygı: Kaybedersen ne olur?
Bulunduğumuz konum ve kendimizi koyduğumuz yer, hayata olan bakışımızı ve duruşumuzu şekillendirir. Ancak bu yolculukta, çoğu zaman görünmez tuzaklarla karşılaşırız: beğenilme arzusu ve daha fazla sevilme isteği. Bu arzular, bizi kendi pusulamızdan, yani öz saygımızdan uzaklaştırarak, başkalarının onayına bağımlı hale getirebilir. Bu durum, sadece bireysel bir zayıflık değil, toplumun birçok kesiminde gözlemlenen ve insanlığın genel bir sorunu haline gelen bir çıkmazdır.
Kısa süreliğine gelen bir beğeni veya sosyal medyada alınan bir "beğeni", anlık bir mutluluk ve duygusal bir boşluk hissini doldurabilir. Bu, beynimizde ödül mekanizmasını harekete geçirerek, daha fazlasını istememize neden olur. Ancak asıl tehlike burada başlar: bu anlık tatminlerin bir bağımlılığa dönüşmesi. Başkalarının takdirine duyulan bu yoğun ihtiyaç, zamanla kendi iç sesimizi ve değerlerimizi duyamaz hale gelmemize yol açar. Kendi kararlarımızı, başkalarının ne düşüneceğine göre almaya başlarız. Bu da bizi, kendi benliğimizden uzaklaşan, başkalarının beklentilerini karşılamaya çalışan, yapay bir benliğe dönüştürür.
Peki, bu bağımlılık hali ortaya çıktığında ne yapacağız?
Öz saygının kaynağına yolculuk: Kendini kabul etme sanatı
Bu kısır döngüden çıkmanın tek yolu, bakış açımızı........
© Analiz
