menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

New York- Washington hattında Türkiye ve ABD ne dedi?

14 0
previous day

Filistin meselesi ve Gazze’deki soykırımın durdurulması gerektiği gerçeği Kurula, hem konuşmalara hem de Kurul marjında gerçekleşen toplantılara, damga vurdu. Tarihin doğru tarafında olmak isteyenler taraflarını belli ettiler.

BM Genel Kurulu önemli

Bu arada Genel Kurul’un küresel yönetişim çerçevesinde ne kadar önemli bir platform olduğunu gördük. BM Güvenlik Konseyi’ni (BMGK) tıkamanın tıkayanlar için bir bedeli olduğunu da gördük. Bu noktada suçlayıcı parmaklar tabi ki BMGK’daki gücü nedeniyle ABD ve Trump’a döndü. Trump, kendi vizyonuna yönelik eleştiri ve İsrail’i destekleme politikası nedeniyle hissetmek zorunda kaldığı baskının farkında. UNGA’yı ABD’nin zora dayalı politikalarını eleştiren, hatta ekarte eden bir platform olmaktan alıkoyamadığının da farkında. Nitekim Mahmud Abbas ve Filistinli üst düzey yöneticilerin vize taleplerinin reddedildiği bu seneki Kurul’da Mahmut Abbas uzaktan da olsa konuşmasını gerçekleştirdi. Dahası Filistin her yerdeydi. Fransa, Kurul esnasında; İngiltere, Kanada, Avusturalya, Portekiz Kurul yolunda Filistin’i tanıdıklarını açıkladılar. Slovenya, İspanya, Türkiye gibi ülkeler Gazze’de yapılanların soykırım olduğunu söyledi. Ayrıca BM’in görevlendirdiği Bağımsız Komisyon da hemen UNGA öncesi İsrail’in Gazze’de 1948 Sözleşmesine göre soykırım yaptığını ve tüm uluslararası toplumun bunu engelleme sorumluluğu olduğunu söylemişti. Bölgede İsrail’in saldırganlığının, aşırılığının, yayılmacılığının en önemli sorun olduğunu neredeyse tüm bölge ülkeleri dillendirdi. Suriye gibi İsrail’in parça pinçik görmek istediği aktörler uluslararası meşruiyetlerini güçlendirirken, istikrarsızlığın sorumlusu olarak İsrail’i gördüklerini söylediler. UNGA, güç dengelerine göre işleyen bir organ değil. Egemen eşitlik ve uluslararası toplum prensiplerine göre işliyor ve BM’nin ruhunu temsil ediyor. Kriz anlarında Genel Sekreterin ve Türkiye gibi reformist ülkelerin çabaları sayesinde ne kadar önem kazandığı bir kez daha görüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu seneki konuşması bu anlamda çok önemliydi. BM eleştirilebilir ama BMGK’nden ibaret değil; UNGA başta Türkiye’nin ve bu yola inananların “haklı güçlüdür” dediği yer oldu. Kısaca uluslararası toplumun bir kalbi varsa o UNGA’da attı, Filistin’e, Filistin davasına gönül verenlere selam çakıldı. İsrail’in yalnızlaştığı apaçık ortaya çıktı, buradan cesaretle İspanya ve İtalya AB’nin iki Akdeniz ülkesi Sumud Filosunu korumak için güçlü adımlar atabildiler.

Trump’ın BM cefası ve dengeleme arayışları

Bunlar ABD Başkanı Trump için yenilir yutulur konular değil. Her şeyden önce Trump bir MAGA ideoloğu ve bu ideoloji gereği MAGA Amerikası’nın her şeyden ve herkesten üstün olduğuna, sınırlanamayacağına inanıyor. Fakat işte UNGA bu sene görünür düzeyde etkili ve heyecanlıydı. Ayrıca Trump’ın MAGA’sı bir dış politika gündemine de dayanıyor. Trump, hakimiyet, üstünlük vb söylemlerin yanına kendisine biçtiği Küresel Barış........

© Analiz