menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Fidan'ın Washington ziyareti ve Türk-Amerikan ilişkilerinde mevcut iklim

9 0
28.03.2025

Fidan-Rubio görüşmesi sonrası Rubio’nun sosyal medya paylaşımı dışında ikili bir açıklama yapmadı ama paylaşım da ziyareti çevreleyen atmosfer de gayet sıcak bir ilişki ikliminin habercisi. Bu iki açıdan son derece önemli:

Rubio’nun mesajı

Öncelikle Türkiye İran veya İsrail gibi revizyonist aktörlerin yayılımcı politikalarının birbirlerine karşı cesaretlendirilmesini istemiyordu, dolayısıyla dengeyi hep bir revizyonizme karşı diğer revizyonizmin desteklenmesinin ötesinde tanımlıyordu. ABD’nin bu bakış açısına yaklaşması her zaman Ankara’nın şansını artırır, maliyetini azaltır. Elbette, Ankara-Washington arasında oluşan ılıman iklimin Washington’un nihai kararı olduğunu düşünmek için daha erken, ama bu iklim ve verilen mesajlar ABD’nin Türkiye’nin temsil ettiği denge anlayışını yadsımadığını, Ankara ile anlaşmaya kapıları kapatmadığını gösteriyor. Rubio’nun mesajında güney Kafkasya yani Azerbaycan-Ermenistan barışı ve Suriye’de yeni yönetimin desteklenmesi özellikle bahsedilen hatlar. Bu hatların İran’ı sıkıştırma hatları olduğu da saklanmamış. Bu arada İran destekli grup ve milislerin özellikle sessiz kaldığı bir dönemdeyiz. Bazı denemeler, nabız yoklamaları vuku bulsa da İran ABD ile anlaşma şansını kaçırmak istemiyor. Nitekim Trump’ın BAE aracılığıyla Tahran’a gönderdiği iki aylık ültimatomu içerdiği söylenen mektuba karşı Tahran’ın cevabı “görüşmek istiyoruz” oldu. Bu arada ABD’li yetkililer İran’ın nükleer silaha giden yolda ne kadar ilerlediğini aktaran raporlar yayınlamaya devam ediyorlar. Tahran bu kadar ilerleyip, silah eşiğinde duruyorsa, ABD de İran’ın nükleer silah geliştirmesini istemiyorsa, taraflar neden anlaşamıyor diye sorulabilir. Bu sorunun cevabı Trump’ın “nükleer silah olmayacak” dışındaki taleplerinden kaynaklanıyor büyük ihtimalle. Bu taleplerin bugün ne olduğunu net olarak bilmiyoruz, ama 2017’de Trump nükleer anlaşmayı yırtıp attığında Tahran’dan ne talep ettiğini biliyorduk. O gün kabul edilmez gibi görünen, İran’ın vekil varlığının çekilmesi/sınırlanması bugün için bir gerçek. İran, çeşitli cephelerde vekilleri aracılığıyla sürdürdüğü savaşta kayıpta, o nedenle de cephelerle arasına mesafe koymuş durumda. Ama 2017’de vazgeçmesi istenen füze varlığı, İran hava savunma sisteminin tüm açık gediklerine rağmen korunmuş........

© Analiz