menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Doha saldırısı: Bildiklerimiz ve tahmin ettiklerimiz

13 0
12.09.2025

Olayın üzerinden iki gün geçmiş olmasına rağmen hala netleşmeyen istihbaratı bilgiler var. Ortadoğu’daki süregiden savaşlar büyük bir dezenformasyonu da içerdiğinden bizi bu net olmama hali şaşırtmıyor, ayrıca her şey kamuoyu ile paylaşılacak değil. Fakat büyük bir istihbaratı faaliyete gerek olmadan şu bilgileri biliyorduk: Hamas heyeti Katar’da buluşacaktı. Wittkof aracılığıyla Katar’a, oradan Hamas’a iletilen bir ABD teklifi vardı. Tüm rehinelerin teslimine karşılık ABD Filistinli mahkumların takasını ve İsrail’in Gazze’nin belirli kesimlerinden çekilmesini öneriyordu. Trump, bu anlaşmanın İsrail tarafından kabul edildiğini duyurmuş, Hamas’ı da kabul etmesi konusunda tehdit etmişti. Yani ABD, Hamas ile pazarlık yaptığını biliyordu ve pazar günü Trump’ın kaleme aldığı tehdit Hamas’ın pazarlığı kabul etmemesi halinde gerçekleşecek bir tehditti.

Doha platformu ve verilen sözler/yalanlar

Dahası, Ağustos ayında İsrail’in Hamas’ın Gazze dışı unsurlarını avlayacaklarına yönelik tehdidine karşılık Katar hem İsrail hem de ABD’ye ulaşmış ve Hamas üyelerinin Katar’da hedef alınmayacağı garantisini almıştı. İsrail tarafından bu garantilerin ve anlaşma arzusundaymış pozlarının zorla, istemeden verildiği biliniyor. Netanyahu hükümeti kendi oyunlarını hakimiyet merkezli kurmuş durumdalar. Bu oyunda rehinelerin filan bir önemi yok. Fakat İsrail toplumuna hakimiyet hikayesini anlatırken bunu rehinelerin kanı üzerinden sağladık, gelecekte de bu yolda çok daha fazla İsraillinin ölmesi gerek demek kolay olmadığı için İsrail yalan söylemek, sanki pazarlığı önemsiyormuş ve Hamas ile arka kapının açık kalmasına izin veriyormuş görünmek zorunda kalıyor. ABD de düne kadar sanki bu kapının kapanmasını arzu etmiyormuş gibi davranıyordu. Trump, Gazze’de bir ateşkes ile göreve başlamıştı, bir tür rehine pazarlığı ile rehineleri kurtarıp sonrası tufan Amerika’nın zaferini ilan etmek en büyük isteği görünüyordu. Bu tabloda aslında müzakere masası ve rehinelerin teslimi konusunda en zorluk çekecek olan aktör Hamas olsa da müzakereler Hamas’ın aktörlüğünü devam ettirdiğinden, bir anlaşma da bu anlamda işe yarayacağından Hamas – üzerinde Arap dünyasının baskısı da var olduğundan- müzakere ve anlaşmaya açık taraf olarak görünüyordu. Kolay bir karar olmadığından Hamas’ın farklı unsurlarının ikna edilmesi, konunun örgüt içerisinde müzakeresi bir gereklilikti ve işte Doha, tarafların hepsinin bilgisi dahilinde böyle bir platform sağlıyordu.

9 Eylül’deki saldırı bu platformu yıktı. Saldırının ABD yönetimi tarafından amaçları açısından benimsenip bağıra basılması, bize ABD’nin -aksi söylense de- saldırıdan haberdar olduğu ve yeşil ışık yaktığı yönünde bir izlenim veriyor. Hem İsrail, hem ABD’nden gelen açıklamalar saldırının İsrail’in tek taraflı saldırısı olduğu yönünde. Eğer böyle olsaydı, ABD’nin İsrail’e köpürmesi, kırmızı çizgiyi aştığı için Netanyahu’ya haddini bildirmesi gerekirdi. Amerika’nın elinde Netanyahu hükümetinin........

© Analiz