ABD-Çin-Rusya ticaret savaşı
Trump, ABD’nin dış politikasını değiştirdi. Çin’in süper güç olmasını engellemek, yeni dış politikanın ekseni oldu. Bu politika gereği, Çin mallarından alınan gümrük vergileri arttırılarak Çin’in büyüme oranını %9’dan %6’ya düşürüldü. Plan, vergileri peyderpey arttırarak ve aynı siyaseti AB’ye de empoze ederek Çin’i daha da yavaşlatmaktı. Ama Trump seçimleri kaybedince planını uygulayamadı. Trump Rusya’yı Çin’den koparmak, en azından nötr pozisyona çekmek için Putin’le ilişkilerini iyi tuttu. Mesela o başkanken Kırım’ın ve Gürcistan’ın işgaliyle ilgili hiçbir şey yapılmadı. Sadece Obama döneminde koyulan etkisiz yaptırımlar sürdürüldü.
Trump’tan sonra başkan olan Biden Trump’tan önceki siyasete geri döndü. Rusya’yı bölmeyi milli politikası haline getiren İngiltere’nin peşine takılarak Rusya’ya uygulanan ambargoları sürekli arttırdı. ABD, Ukrayna’ya 350 milyar dolar yardım yaptı. Silah ve mühimmat verdi. Ukrayna ordusunu eğitti. İstihbarat sağladı.
Aslında ABD ve AB uyguladıkları politikayla Çin’e kaynak aktarılmasına yol açıyorlardı. Rusya ambargo nedeniyle Batıya petrol ve gaz satamayınca Çin’e yöneldi. Petrol ve gazını düşük fiyatlardan Çin’e satmaya başladı. Böylece maliyetleri düşen Çin daha hızlı büyüdü. Petrol ve gazı Rusya’dan aldıklarından daha yüksek fiyatlara temin etmek zorunda kalan AB şirketlerinin maliyetleri arttı. Dolayısıyla rekabet güçleri ve gelirleri azaldı.
Trump ikinci kez başkan olduğunda tablo buydu. Trump önceki politikalarına geri dönerek Putin’e........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d