menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Algoritmaların vicdanı ve pazarlamanın yeni gerçekliği

11 0
21.07.2025

Ancak asıl dikkat çekilmesi gereken nokta, bu verilerin nasıl işlendiği, nasıl yönlendirildiği ve en önemlisi kim(ler) tarafından nasıl bir amaca hizmet ettiği. Veri odaklı pazarlamanın kalbinde yer alan algoritmalar, artık yalnızca analiz aracı değil; satın alma kararlarını şekillendiren, marka algısını inşa eden ve tüketici davranışlarını yöneten aktif birer stratejik aktöre dönüşmüş durumda. Bu bağlamda sormamız gereken temel soru şu: Algoritmaların vicdanı var mı? Ya da pazarlama disiplininin özüne inersek: Bu sistemler gerçekten tüketici yararını mı gözetiyor, yoksa sadece şirket kârını mı maksimize ediyor?

Algoritmalar, müşterilerin geçmiş aramaları, tıklamaları, alışveriş sepetleri ve sosyal medya etkileşimleri gibi dijital izlerden yola çıkarak kişiselleştirilmiş öneriler sunuyor. Ancak bu öneriler her zaman “tarafsız” değil. Örneğin bir e-ticaret platformunda “ilgini çekebilir” etiketiyle karşımıza çıkan ürünler, gerçekten bizim ihtiyacımıza mı dayanıyor, yoksa platformun envanter stoklarını eritmek için mi öne çıkıyor?

Bugün pazarlama ekipleri, tüketiciyi anlamaktan çok, onun davranışlarını öngörmeye ve yönlendirmeye odaklanıyor. Hedef artık sadece talebi karşılamak değil; talep yaratmak ve bunu yaparken tüketicinin karar mekanizmasını mümkün olduğunca algoritmik olarak yönlendirmek. Bu da bizi pazarlamada etik bir kırılma noktasına getiriyor. Algoritmalar artık sadece “ne satacağını” değil, “nasıl hissettireceğini” de biliyor. Facebook’un algoritmalarının duygu odaklı içerikleri öne çıkardığı, bu sayede etkileşimi artırdığı bilinen bir gerçek. Ancak burada sadece dikkat çekmekle kalınmıyor; kullanıcılar belirli duygulara yönlendirilerek........

© Analiz