Azerbaycan-İsrail stratejik ortaklığı
İsrail, Türkiye’nin hemen ardından Azerbaycan’ı tanıdı ve büyükelçilik açtı. Azerbaycan’a yenilgiyle sonuçlanan Birinci Karabağ Savaşı sırasında hem silah sattı hem de hibe etti. Diplomatik olarak destek verdi. Azerbaycan’ın ekonomik durumunun bozuk olmasını ve ödemeleri geciktirmesini sorun etmedi. Savaştan sonra Azerbaycan’a uygulanan ambargoyu kaale almayan iki devlet vardı: Türkiye ve İsrail. Ama özellikle 1990’larda ve 2000’lerde Türkiye henüz iddialı bir silah üreticisi olmadığından İsrail’in bu yaklaşımı Bakü için hayati önemdeydi. Azerbaycan silah alımlarının `’ından fazlasını İsrail’den yaptı.
Karşılıklı tanıma ve silah satışı-hibesiyle başlayan ilişkiler İran sayesinde stratejik ortaklığa dönüştü. Şah döneminde İran, İsrail’in müttefikiydi. Bu nedenle Şahın muhalifleri aynı zamanda İsrail’e de düşmandılar. Humeyni dini lider olarak yaptığı ilk konuşmada ABD’yi büyük, İsrail’i küçük şeytan olarak tanımladı. İsrail’i yok etmek yeni rejimin varlık nedeniydi. Dolayısıyla Tel Aviv İran’ı İsrail için en büyük tehdit olarak tanımladı.
İran Karabağ Savaşında Ermenistan’ı destekleyince, Azerbaycan’da Şiilik propagandaları yapmaya başlayınca Bakü açısından tehdit haline geldi. Tahran, Azerbaycan Türkleri Müslüman ve ekseriyetleri itibariyle Şii olmasına rağmen Ermenistan’ı destekledi zira güvenlik algılarına göre bağımsız Azerbaycan, nüfusunun üçte birinden fazlası Türk olan İran için tehdit.
Bağımsız Azerbaycan, İran Türklerinde Türklük şuurunu ve bağımsızlık arzusunu arttırıyor. Hele Azerbaycan’ın hızlı kalkınması, refah seviyesinin yükselmesi ve toplumun bütün kesimlerinin zenginleşmesi........
© Analiz
