Yeni bir diplomasi alanı olarak uzay ve Türkiye'nin uzay diplomasisi
İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgün Erler Bayır, dünyada uzay çalışmalarının giderek artan önemini, Türkiye’nin bu alandaki konumunu ve ülkelerin uzay alanında bir "uzay elçisi" aracılığıyla temsil edilmesinin önemini AA Analiz için kaleme aldı.
***
21. yüzyılda insanlık tarihinin en hızlı ve kapsamlı dönüşüm süreçlerinden birine tanıklık ediyoruz. Çığır açan bu teknolojik dönüşüm; devletlerin, uluslararası kuruluşların ve özel şirketlerin uzayın potansiyelini yeniden keşfetmesini de beraberinde getirdi. Baş döndürücü hızla ilerleyen teknolojiler ve uzaydaki gelişmeler, bir yandan devletlerin ve diğer aktörlerin uluslararası sistemdeki davranış biçimlerini değiştirirken, diğer yandan dış politika yapımı ve diplomasinin uygulanmasına etki ediyor. Uzayın öneminin artmasıyla birlikte, uzay teknolojilerindeki gelişmeler, küresel ve bölgesel tüm dinamikleri dönüştürüyor. Bu dönüşüm uzayı, aynı zamanda "Toplum 5.0" ve "Endüstri 4.0" tartışmalarında da kritik bir alana taşıyor. Toplumsal refah, sürdürülebilirlik ve verimlilik için de kullanılıyor olması, uzayı, devletlerin gündemlerde stratejik bir konu olarak ön plana çıkarıyor. Uzay uygulamaları günümüzde gıda güvenliğinden savunmaya, turizm ve iletişime kadar birçok alanda hayati rol oynuyor. Bu artan önem, devletleri uzaya yönelik stratejik yaklaşımlar geliştirmeye de mecbur bırakıyor.
Bu doğrultuda "yeni diplomasi" türleri arasında "uzay diplomasisinin" de yerini belirginleştirmekte olduğunu görüyoruz. Bu durum, geleneksel diplomasi ve yeni diplomasi dikotomisine paralel biçimde, uzay alanında da geleneksel uzay ve yeni uzay paradigmalarının zaman zaman yan yana varlığını ifade ederken, zaman zaman da "yeni uzay" fenomeninin çok daha fazla öne çıkmasını yansıtıyor. Günümüzde uzay teknolojilerinin gelişmesi, uzay alanında yeni aktörlerin ortaya çıkması ve uzayın iktisadi dönüşümü, bir faaliyet alanı olarak uzayın niteliğini köklü bir biçimde değiştirmiş ve yeni uzay fenomenini ortaya çıkarmıştır.
Bugün artık uzayın kullanımına ilişkin olarak yeni bir dönem içerisindeyiz. Bu yeni dönemde ve yeni uzay ekosisteminde, ilişkilerin ne yöne seyredeceği, nasıl yönetileceği, devletlerin kendi uzay güçleri ve vizyonlarıyla paralel şekilde nasıl politikalar izleyecekleri ve rekabete rağmen ne tür işbirlikleri geliştirecekleri uzay diplomasisinin alanıdır. Günümüzde uzay diplomasisi sadece geleneksel araç ve yöntemlerle yürütülebilecek bir süreç olmaktan çıkmıştır. Uzay, devletlerin yanında başta şirketler ve uluslararası kuruluşlar olmak üzere çok aktörlü ve çok katmanlı bir faaliyet alanı haline gelmiştir. Bugün bu haliyle geleneksel uzayda karşılaştığımız devletlerin ana aktör olduğu, güvenlik öncelikli gelişmelerin hakim olduğu ve bilimsel bir araştırma alanı olmanın ötesinde uzay, şirketleri de birincil derecede ilgilendiren yönüyle uluslararası ilişkilerde yeni bir güç ve rekabet alanı haline gelmiştir.
Türkiye küresel uzay yarışına görece geç katılmış olmakla birlikte, özellikle son 20 yılda ciddi ilerlemeler kaydetmiştir. 2018'de Türkiye Uzay Ajansının (TUA) kurulması uzay alanında yerli ve milli kapasitemizin geliştirilmesi açısından atılmış en önemli adımlarındandır. TUA, 2021'de önümüzdeki 10 yıl boyunca Türkiye'nin uzaydaki vizyonunu, hedeflerini, stratejilerini ve projelerini........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein
Beth Kuhel