menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Almanya'da koalisyon krizleri, ekonomik sorunlar ve AfD'nin yükselişi

6 0
yesterday

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal İnat, Alman koalisyon hükümetinde yaşanan sorunları ve bu sorunların Almanya'nın geleceği için ne ifade ettiğini AA Analiz için kaleme aldı.

***

Aşırı sağın yükselişinin Almanya'da siyaseti ciddi şekilde zora soktuğu görülüyor. Son seçimlerde aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi'nin (AfD) aldığı yüzde 20,8'lik oy oranı ülkede yeni bir siyasal iklim oluşturdu. En çok oyu alan Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) için Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) ile koalisyon kurmaktan başka seçenek kalmadı. Zira koalisyon kurabileceği diğer parti olan Yeşiller ile birlikte yeterli oy sayısına ulaşamıyordu ve geri kalan aşırı sağcı AfD ve aşırı solcu Die Linke ile koalisyon yapmayacağını zaten seçim öncesinde açıklamıştı. AfD'nin aldığı yüksek oy oranı Hristiyan Birlik Partilerini SPD ile koalisyona mecbur bıraktı ve bunu bilen SPD de koalisyon görüşmelerinde taleplerini yüksek tuttu.

Bu şekilde eli güçlü olarak koalisyon görüşmelerine giren SPD'nin koalisyon anlaşmasına sandıktaki oy oranını çok aşacak şekilde kendi rengini vermesi, Almanya'da federal hükümetin kurulması sonrasında yaşanan krizlerin temel nedenini oluşturuyor. CDU/CSU içerisindeki bu durumdan hoşnut olmayan kesimler birçok konuda koalisyon anlaşmasının dışına çıkarak SPD'yi yeni taleplerle karşı karşıya bırakıyorlar ve bu çerçevede yaşanan tartışmaların kamuoyu önünde yürütülmesi federal hükümetin geleceğiyle ilgili soruların sorulmasına neden oluyor.

Anayasa Mahkemesine yeni üye seçimi sırasında SPD'nin önerdiği Frauke Brosius-Gersdorf'un koalisyon anlaşmasına aykırı olarak CDU/CSU parti grubunda tartışmaya açılması ve reddedilmesi sonrasında SPD yeni bir aday önermek zorunda kaldı. Ancak bu tartışmalar sırasında koalisyonun büyük ortağı CDU/CSU'nun bu meseleyi yönetme biçimi SPD tarafından ağır şekilde eleştirildi. Federal hükümeti krize sürükleyen bir başka tartışma, koalisyon görüşmeleri sırasında kararlaştırılan yeni emeklilik yasa tasarısı çerçevesinde yaşandı.

SPD'nin ve CSU'nun önem verdiği ve 2026 başından itibaren yasalaşıp yürürlüğe girmesi hedeflenen bu tasarıyla emekli maaşlarının belli bir düzeyin altına düşmemesi ve çocuk sahibi kadınların emeklilik dönemlerindeki (Mütterrente) dezavantajlarının ortadan kaldırılması öngörülüyor. Ancak Hristiyan Demokratların gençlik kanadı (Junge Union), bu tasarının bütçeye ek yükler getireceğini ve bunun da gelecek kuşaklara yapılmış büyük haksızlık olacağını ileri sürerek bu tasarıya karşı çıkıyor. Parti Başkanı ve Başbakan Friedrich Merz kendi partisindeki gençlerin bu "isyanı" karşısında zor durumda kaldı ve SPD'nin de kararlı duruşu karşısında Junge Union üzerine baskı yaparak yasanın kararlaştırıldığı gibi değişiklik olmadan meclise getirileceğini söyledi. Şimdi yasa görüşmeleri sırasında CDU/CSU içerisinde bir çatlak olup olmayacağı merakla bekleniyor.

SPD-CDU/CSU koalisyon hükümetinin 2035 yılından itibaren artık yeni fosil yakıtlı araçların trafiğe çıkmasına izin verilmeyeceğine yönelik Avrupa Birliği (AB) yönergesi konusunda da önemli tartışma........

© Anadolu Ajansı Analiz