Direniş denizde: Sumud Filosu neden önemli?
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi'nde halkla ilişkiler profesörü ve İslam Dünyası ve Küresel İlişkiler Merkezinin yöneticisi olan Dr. Sami A. Al-Arian, Sumud Filosunun olası küresel etkilerini, sivil toplum hareketlerinin İsrail üzerinde oluşturabileceği baskıyı ve bunun tarihini AA Analiz için kaleme aldı.
***
Ablukalar iki temel üzerine kurulur: anlatı ve güç. Yaklaşık yirmi yıldır Siyonist rejimin Gazze'ye uyguladığı deniz ablukası da bu iki dayanağa sırtını yasladı. 2,3 milyon Gazzeliyi dış dünyadan koparmayı "güvenlik önlemi" olarak sunan bir anlatı ve bu anlatıyı zorla kabul ettiren savaş gemileri. İşte bu tabloya karşı yola çıkan Küresel Sumud Filosu, bir donanma değil, uluslararası çapta ses getiren bir karşı anlatı. Bu sivil toplum konvoyu, soykırımın kabul edilemez olduğunu, sivilleri açlığa mahkum etmenin bir politika değil bir suç olduğunu ve denizlerin hala özgür halklara ait olduğunu dünyaya hatırlatıyor.
Konvoy bu hafta Barselona’dan demir aldı [1]. Filoda öyle isimler var ki yalnızca orada olmaları bile hem kameraların hem de hükümetlerin dikkatini çekmeye yetiyor.
Bu, 2007'den bu yana Gazze'ye uygulanan kuşatmayı delmeye yönelik ilk girişim değil. Ağustos 2008'de, Free Gaza ve Liberty adlı iki küçük tekne ablukayı aşarak Gazze'ye ulaştı, on yıllar sonra ilk kez bir sivil gemi Gazze'ye yanaşıyordu. Bu cesur hamle, İsrail'in saldırgan politikasına açık bir meydan okumaydı. Elde edilen başarı ise önemli bir gerçeği ortaya koydu, kararlılık, askeri gücün önüne geçebilir. 2008 ile 2016 arasında aktivistler otuzdan fazla deneme yaptı [2], sadece birkaçı Gazze'ye ulaşabildi, çoğu yolda engellendi.
En çok yankı uyandıran müdahale Mayıs 2010'da gerçekleşti. Siyonist rejimin saldırgan deniz kuvvetleri, Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda baskın düzenledi [3] ve on Türk aktivisti öldürdü. Bu katliam, kamu hafızasına basit ama sarsıcı bir gerçeği kazıdı, sivil taşıyan gemiler, kıyıdan çok uzakta bile uluslararası hukuk hiçe sayılarak ölümcül güçle karşılaşabilir.
Bu tablo yıllar içinde aynen sürdü, 2016'da Gazze'ye giden "Kadın Gemisi"ne (Zaytouna-Oliva) el konuldu [4], 2018'de el-Awda (Dönüş) engellendi [5], bu yaz ise İsrail güçleri Gazze rotasındaki Madleen ve Handala gemilerine bir kez daha baskın düzenledi [6,7]. Eğer bu filolar birer vicdan ve dayanışma eylemiyse, karşılaştıkları yanıt denizde düzenlenen baskınlar ve cezalandırıcı misillemeler oldu. Önce güç, sonra gerekçe. [8, 9]
Sumud filosu bu kez farklı olabilir mi? Belki de olabilir, çünkü koşullar artık bambaşka. Dünya şu anda Gazze'de yaşanan yıkıcı bir soykırım kampanyasına ve kasıtlı bir yoksun bırakma politikasına tanıklık ediyor. Ortaya çıkan insani felaket artık geniş kesimler tarafından kabul ediliyor, ancak uluslararası........
© Anadolu Ajansı Analiz
