menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Doha Zirvesi: Bölgesel güvenlikte yeni dönem mi?

11 0
16.09.2025

Mardin Artuklu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Rakipoğlu, 15 Eylül'de Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'nde alınan kararları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın zirvede verdiği mesajları AA Analiz için kaleme aldı.

***

İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırım ve saldırganlık yalnızca Filistin’le sınırlı kalmamış, Tahran, Beyrut, Şam ve Sana’ya yönelik hamlelerle bölgesel bir boyut kazanmıştı. Tel Aviv rejimi 9 Eylül 2025’te ise Hamas liderlerini hedef alma iddiasıyla Katar’ın başkenti Doha’ya hava saldırısı düzenledi. Hamas’ın müzakere heyetini hedef alan saldırıda 5 Hamas üyesi ve Katar iç güvenliğinden bir yetkili hayatını kaybetti. Bu adım, İsrail ile özdeşleşen egemen bir ülkenin topraklarına yapılan doğrudan bir başka saldırı olarak tarihe geçti.

Doha yönetimi olayı “devlet terörizmi” diye nitelendirirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Netanyahu hükümetinin artık sadece Filistin değil, tüm bölge için tehdit oluşturduğunu vurguladı. Bu saldırı İsrail’in agresyonunun sınır tanımadığını ortaya koyarken bölge ülkelerini ortak bir tutum almaya itti. Hatta daha önce İsrail ile normalleşme sürecine giren Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dahi Tel Aviv’i kınadı. Arap ve İslam ülkeleri, İsrail’in bu hamlesini barış arayışlarını sabote eden bir tehdit olarak değerlendirdi.

Katar, ABD’nin bölgedeki en büyük askeri üssü el-Ubeyd'e ev sahipliği yapıyor. Buna rağmen İsrail saldırısından korunamadı. Bu durum, Washington’ın güvenlik taahhütlerinin sorgulanmasına yol açtı. ABD Başkanı Donald Trump temkinli bir açıklamayla Katar’ın önemini vurgulasa da İsrail’e yalnızca sembolik uyarılarda bulundu. Hatta ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’yu İsrail’e göndererek desteğini yineledi. Bu tutum, Körfez’de ABD’nin güvenilirliğine dair kuşkuları artırdı.

Aslında bu güven kaybı yeni değil. 2019’da Husilerin Suudi Arabistan’ın Abkayk ve Hureys petrol tesislerine yönelik saldırıları sonrasında Washington’ın kayıtsız kalması Riyad’da büyük hayal kırıklığı yaratmıştı. Bugün benzer güvensizlik Katar saldırısı sonrasında yeniden gündeme........

© Anadolu Ajansı Analiz