menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sert söylemlerden pragmatik uzlaşılara: ABD-Çin ekonomik ilişkisinde yön değişikliği

8 0
27.06.2025

Büyük Londra İdaresi Ekonomi Dairesi Başkanı ve Cambridge Üniversitesinde Politika Uzmanı Adam Yousef, ABD-Çin arasında ticaret anlaşmasına varılmasının sebeplerini ve iki ülke arasındaki ekonomik gerilimlerin küresel ticaret düzenine etkilerini AA Analiz için kaleme aldı.

***

Dünya Bankasına göre, 2023 yılında ABD ve Çin toplamda küresel gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 43'ünü, dünya ihracatının yüzde 21'ini ve ithalatının yüzde 23'ünü oluşturuyordu. Bu çarpıcı veriler, her iki ülkenin uluslararası ekonomik düzendeki belirleyici konumunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Ancak bu düzenin temelleri, iki süper güç arasındaki artan gerilim nedeniyle ciddi biçimde sarsılmış durumda.

Beyaz Saray'a dönüşünden bu yana ABD Başkanı Donald Trump, Çin’in ihracata dayalı ve üretim odaklı büyüme modelini sekteye uğratmayı, uluslararası ekonomik stratejisinin merkezine yerleştirdi. Eş zamanlı olarak Amerikan sanayisini yeniden ayağa kaldırmayı ve ihracattaki küresel liderliğini canlandırmayı amaçladı. Bu doğrultuda, Mart ayında Çin’i ve bazı diğer ülkeleri hedef alan bir dizi gümrük tarifesi uygulamaya koydu; çelik ve alüminyum gibi stratejik sektörler de bu vergilerin kapsamındaydı. Çin’e uygulanan tarife oranı, rekor düzeyde yüzde 145’e ulaştı. Pekin ise buna karşılık, ABD’den ithal edilen ürünlere yüzde 125’e varan oranlarda vergi getirerek sert bir misillemede bulundu.

Sert söylemlerle başlayan ve karşılıklı gümrük tarifeleriyle tırmanan gerilim, zamanla yerini duraklamalara, ertelemelere, muafiyetlere ve Çin’le yapılanlar da dahil olmak üzere yeni ticaret anlaşmaları için yürütülen müzakerelere bıraktı. Bu ani yön değişikliği ise şu soruyu gündeme getiriyor: ABD neden böylesine keskin bir rota değişikliğine gitti?

Bu sorunun yanıtını anlamak için Başkan Trump’ın tarifeleri de kapsayan ticaret politikalarının temel hedeflerine dikkati çekmek gerekir. Bunlardan birincisi ABD’nin mal ticaretinde dünya ile verdiği kronik dış ticaret açığını azaltmak, başka bir deyişle ithalatın ihracatı aşmasının önüne geçmek. İkincisi yıllar içinde zayıflayan Amerikan........

© Anadolu Ajansı Analiz