İran-İsrail Savaşı: İsrail kamuoyu ne diyor?
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuğçe Ersoy-Ceylan, İran-İsrail Savaşı’nın İsrail içindeki yansımalarını AA Analiz için kaleme aldı.
***
İsrail, 13 Haziran 2025 sabahı İran’ın nükleer altyapı ve askeri hedeflerine yönelik kapsamlı bir hava operasyonu gerçekleştirdi. Natanz, Fordo gibi çeşitli üslere yapılan saldırılar, Tahran’dan gelen sert misilleme ile birlikte Orta Doğu’da yeni bir sıcak çatışma ortamı yarattı. İsrail kamuoyunda bu saldırıya dair verilen tepki ve siyasette ortaya çıkan hizalanmalar, ülkenin güvenlik reflekslerinin ve toplumsal kırılganlıklarının nasıl şekillendiğine dair önemli ipuçları sunuyor. Saldırının hemen ardından İsrail’de her ne kadar toplumsal destek ve siyasal mutabakat oluşmuşsa da bunların kırılgan olduğunu söylemek mümkün.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yardımcıları, güvenlik yetkilileri ve bakanlarla birlikte gece saatlerinde kabine toplantısına başlarken, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’ın nükleer tesislerine yönelik olası bir saldırıya katılıp katılmayacağına dair kararını bekliyordu. Bu bekleyiş sırasında, Netanyahu, 7 Ekim 2023’ten bu yana ilk kez, hem kamuoyunun hem de siyasi muhalefetin desteğini arkasında hissetmenin verdiği rahatlık içindeydi.
Zira, İsrail’in İran’daki nükleer ve askeri hedeflere düzenlediği hava saldırısı ülke içinde güçlü bir kamuoyu tepkisi ve siyasal dalgalanma yarattı. Bu saldırı, İran’la gerilimi tırmandırırken aynı zamanda İsrail siyasetinde etkili ama yüksek ihtimalle geçici bir birlik havası yarattı. Dolayısıyla İran’a yönelik Yükselen Aslan Operasyonu'nun kısa bir süre için toplumsal güvenlik algısını yeniden şekillendireceği öne sürülebilir.
Gazze’de 2023’ten beri sürdürülen saldırıların aksine İsrail kamuoyunun İran saldırısını büyük ölçüde onayladığı görülüyor. Yapılan son anketlere göre, İsrailli Yahudilerin yüzde 83’ü hükümetin İran’a yönelik operasyonunu destekliyor. Bu desteğin, sadece güvenlik refleksiyle değil, aynı zamanda İran’ın nükleer kapasitesine dair uzun süredir var olan kaygılarla da bağlantılı olduğunu belirtmek gerekir. İran ve İran’ın nükleer faaliyetleri, İsrail kamuoyunda tarihsel olarak varoluşsal bir tehdit olarak algılandığı için, operasyon bir tür “önleyici meşruiyet” zemini bulmuş durumda.
İsrailliler 7 Ekim’den beri Gazze’de sürdürülen operasyonun bitmesini ve rehinelerin geri getirilmesi için ateşkes yapılmasını talep........
© Anadolu Ajansı Analiz
