ŞEHİRLEŞME 7 - Hasan Subaşı
Hasan Subaşı, 1989-1999 yılları arasında Antalya Belediye Başkanı olarak görev yapmıştır. Bu dönemde Parti mantığıyla hareket etmeden Yener Ulusoy zamanında alınan kararları ve mevcut planları uygulamaya gayret etmiştir. Böylece Antalya'nın çehresini değiştiren önemli projeler ortaya çıkmıştır. Özellikle Kale Kapısı projesi kapsamında Pazar Hamamı'nın çevresi açılarak tarihi yapılar ortaya çıkarılmıştır. Saat Kulesi'nin bitişiğindeki dükkanlar yıkılarak kule görünür hale getirilmiştir. Bu uygulamalar Yener Ulusoy zamanındaki meclis kararlarına dayandırılmıştır. Ayrıca, Şarampol Caddesi trafiğe kapatılarak modern bir görünüm elde edilmiştir. Şehir içindeki mezbahane, otogar ve sebze-meyve hali modern tesislerle şehrin dışına taşınmıştır. Türkiye'de eşi olmayan Cam Piramit ve Antalya Kültür Merkezi (AKM) Sakıp Sabancı’nın maddi katkılarıyla hayata geçirilmiş, dünya ormancılık günü burada kutlanmıştır.
Subaşı'nın döneminde Antalya, 3030 sayılı kanunla Muratpaşa, Kepez ve Konyaaltı alt belediyelerinin oluşturulmasıyla "Büyükşehir Belediyesi" statüsüne kavuşmuştur. Bu yapısal değişiklik, şehrin planlı gelişimine katkı sağlamayı amaçlamıştır.
Bu amaçla; Orta Doğu Teknik Üniversitesi şehir planlaması hocalarının kurduğu UTTO adlı şirkete Antalya’nın nazım imar planını yaptırmıştır. Ulaşım master planı hazırlanmıştır. Bu plana halkın ve sivil toplum kuruluşlarının katkısı sağlanmıştır. Bu plana uygun olarak imar yönetmeliği hazırlanmıştır. Kırcami, Hurma ve Muhasara bölgeleri, Boğaçay’ı Havzası’nın 1/500lik planları yapılmıştır. Ulaşım master planı yapılmıştır. Demiryolu güzergâhı plana işlenmiştir.
Bu plana karşı CHP Meclis Üyesi Avukat Fahreddin Köken sivil toplum kuruluşlarıyla beraber tarım topraklarının imara açmanın Anayasaya göre mümkün olmadığı gerekçesiyle dava açtı. Antalya’nın tüm nazım imar planı iptal edildi. Antalya plansız kaldı. Mahkeme kararı hukuken doğru, Antalya’nın ihtiyaçları acısından yanlıştı. Mahkeme delille baktığı için tabiiki Kırcami birinci sınıf toprak olarak tarım alanıydı. Bunun aksini savunmak mümkün değildi. Ancak Kırcami bölgesinin yarısı imara açılmış, su savakları bozulmuş. İmara açılan bölge insanı zengin olmuş, diğer yarı su savakları bozulduğundan yeraltı su imkanlarıyla tarım yapar haldeydi. Bölge insanı mağdurdu.........
© Akdeniz Gerçek
