İbn Haldûn: Sosyolog değil, tarihî gözlemcidir
İbn Haldûn (1332–1406), Tunus doğumlu, Şâfiî mezhebinde yetişmiş, Eş‘arî çizgiye bağlı bir fakihtir. Şâfiî mezhebi üzerine şeriat hukuku uygulayan bir kadı (yargıç) olarak görev yapmıştır; 1382 yılında Mısır’a yerleştiğinde Memlük yönetimi tarafından başkadı atanmıştır. Ahmet Arslan, onun “Eş‘arî düşüncesiyle derin biçimde yoğrulmuş Şâfiî fıkhının mantık disiplininden etkilendiğini” belirtir (2). Türkiye’de Eş‘arî anlayışı yerin dibine batıran bazı zihniyetlerin, Eş‘arî bir âlim olan İbn Haldûn’u “sosyolog” diye lanse etmeleri anlaşılır değildir. Selefî düşüncenin kimi unsurlarını da beslemiş bir çizgiden geldiği unutulmamalıdır. İbn Haldûn’un “Devlet, insan gibi tabiî bir ömre sahip canlı bir varlıktır” mealindeki cümleleri, benzer biçimde Fârâbî ve İbn Sînâ’da da görülebilir; bu, tarihi doğru gözleyen hikemî bir tespittir, sosyolojik bir teori değil.
Modern dünyada İbn Haldûn’u “ilk sosyolog” diye yüceltmek, onun düşüncesini bugünün kavram kalıplarına zorla uydurmanın bir kolaycılığıdır. O, ne pozitivist bir gözlemcidir ne de toplumu deneysel yasalarla açıklayan bir bilim insanı. O, XIV. yüzyılın İslâm düşünce geleneği içinde tarihî olaylara hikmetle bakan bir fakih ve tarih gözlemcisidir.
Sosyolojiye benzetilen en meşhur sözü, “Bir devletin ömrü üç nesildir” ifadesidir. Bu, bir “tarih yasası” değil, hikmetli bir gözlemdir. Bazı yazarlar buradan hareketle İbn Haldûn’u modern anlamda sosyolog kabul edip........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon