Tek dişi kalmış canavara dönmüş pabucumun medeniyeti (!) Fransız emperyalizmi
Herkes Ukrayna’da ve başta Suriye olmak üzere Ortadoğu'da yaşanan son gelişmelere yoğunlaşmışken dikkatten kaçan ve oldukça sıcak gelişmelerin yaşandığı bir adres var: Afrika…
Hep açlığın, sefaletin adresi olarak hafızalarımıza kazınan emperyalizm mağduru Afrika'da son yıllar itibarıyla köklü bir değişim yaşanıyor.
Herkes Avrupalıların “Rusya bize saldıracak” demesinden Rusya'nın Ukrayna'dan sonra başka Avrupa ülkelerini de işgal edebileceği anlamını çıkarırken Avrupa kamuoyu esasında, Rusya ve Çin yanlısı cunta yönetimlerinin iktidara gelmesiyle kendilerinin Afrika'dan kovulmasını ima ediyorlar. Yıllarca soyup soğana çevirdikleri, fakirleştirdikleri, köle haline getirdikleri Afrika halklarınca şimdi kapı dışarı edilmelerini bir türlü içlerine sindiremedikleri ortada ve Rusya ve Çin yanlısı cunta yönetimlerinin iktidara gelmesini de yok Rus saldırısı, yok Çin nüfuzu falan diye yansıtmaya çalışıyorlar.
Unutmamak gerekir ki bu kıtada yıllarca sürdürülen Fransız ve İngiliz sömürge politikalarının neticeleri yalnızca Afrika kıtasının tüm zenginlikleri yağmalanmakla ve buradaki halklar açlığa, sefalete mahkum edilmekle sınırlı olmadı. Aynı zamanda I. ve II. Dünya Savaşlarında yaklaşık 4.500.000 Afrikalı zoraki olarak Avrupalı devletler adına savaşlara katılmak üzere Avrupa kıtasına getirtildi. Ve bu Afrikalıların en az yarısı Avrupa'daki savaşlarda, kendilerini hiç ilgilendirmeyen bu it dalaşında kurban edildiler, hayatlarını kaybettiler. Ancak ne yazık ki tarih kitaplarında Avrupalılar ölüme sürdükleri bu insanları anmıyorlar bile…
Dolayısıyla kıtada yıllarca Batılı emperyalistlerin açmış oldukları yaralar gerçekten çok ama çok derin… Yani bu travmaların kıta halklarının ortak belleğindeki yeri hala daha çok taze bir durumda… Sahil bölgesi veya sahil kuşağı olarak bilinen “Sahel” bölgesi, daha az kurak olup ve yaklaşık 3.000.000 kilometrekarelik bir alanı kaplayan eko bölge özelliğine sahiptir. 12 ülkeyi kapsayan bu bölge, yaklaşık 400.000.000 civarında bir nüfusu bünyesinde barındırmaktadır. Yani neredeyse Avrupa kıtasının tüm nüfusuna sahip desek hiç abartılı olmayacaktır. Sahil bölgesi aynı zamanda Afrika'nın en genç nüfusuna sahiptir. Nüfusun e’i 25 yaş altı gençlerden oluşur. Yani bu şu demektir ki bölgede muazzam bir iş gücü bulunmaktadır. Aynı zamanda bölgede bulunan Senegal, Nijer, Mali ve Burkina Faso ülkelerinin ECOWAS üyesi olduklarını da eklemeliyiz. Ancak yaşanan askeri darbeler sonucu cunta yönetimlerinin başa geçtiği Nijer, Mali ve Burkina Faso ülkelerinin ECOWAS üyelikleri donduruldu. Bu dondurulma kararı sonucunda bu üç ülke rest çekerek bu birlikten ayrıldığını açıkladı. Türkiye de ECOWAS’ta 2005 yılından bu yana gözlemci üye olarak bulunmaktadır.
ECOWAS’la tüm bağlarını koparan Nijer, Mali ve Burkina Faso, topraklarındaki Fransız sömürgeciliğini sonlandırınca Fransız askerlerini ülkelerinden kovarak Fransız üslerini kapatmışlardır. Şu an Rusya'ya yakın duran bu üç ülke, halihazırda BRICS'e de üye olmak istiyorlar. Haliyle en son ECOWAS’tan da kopmaları Batı dünyasını dehşete düşürdü.
ECOWAS’la tüm bağlarını koparan Nijer, Mali ve Burkina Faso, yalnızca Fransız askerlerini ülkelerinden kovarak Fransız üslerini........
© Akasyam
