Şah-I Merdan Hazret-İ Ali
599 yılında Mekke'de dünyaya gelen Şah-ı Merdan Hz. Ali (r.a.), Peygamberimizin amcası Ebu Tâlib'in en küçük oğludur. 6 yaşına geldiğinde babası Ebu Tâlib’in maddi durumunun iyi olmamasından dolayı o süreçte Hz. Hatice ile yeni evlenmiş olan Hz. Muhammed (s.a.v.), kendisini yanına alarak O'nu sevgiyle büyütmüştür. Babası Ebu Tâlib de Hz. Ali'ye şu sözlerle nasihatte bulunmuştur:
“Oğlum, Muhammed sana ne söylerse hayırlıdır. O'nun sözünden çıkma, yolundan ayrılma!”
Gerçekten de öyle olmuş, Hz. Ali (r.a.), Hz. Muhammed'in (s.a.v.) himayesi ve terbiyesi altında büyümüş, hep ilim peşinde koşan, yardımsever, dürüst bir kişiliğe sahip olmuştu. Peygamberimizin eşi Hz. Hatice'nin her işine koşuyor, evin oğlu gibi evi çekip çeviriyordu. Bu yüzden Hz. Hatice de onu öz çocuğu gibi bağrına basmıştı.
Hz. Muhammed (s.a.v.) 40 yaşına geldiğinde Allahu Teala kendisini son peygamber olarak görevlendirdiğinde O'na ilk inanan Hz. Hatice ile birlikte namazlarını bir gece ifa ederken onları kapı ağzından seyreden Hz. Ali, sabah olduğunda Peygamberimize gece vakti ne yaptıklarını sorduğunda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Allah tarafından elçilikle görevlendirildiğini açıkladı ve “Gel sen de Müslüman olup bize katıl Ali!” dedi.
Hz. Ali de babası Ebu Tâlib’e danıştığında Hz. Muhammed’in (s.a.v.) yanına ilk yerleştiği 6 yaşında kendisine babası tarafından verilen nasihat aynen tekrar olundu. Ebu Tâlib, bir kere daha oğluna:
“Oğlum, Muhammed sana ne söylerse hayırlıdır. O'nun sözünden çıkma, yolundan ayrılma!” dedi.
Böylece Hz. Ali de İslâm’la şereflenen ilk Müslüman genç erkek olarak tarihe geçti. Peygamberimiz ile arasındaki bağ o denli kuvvetliydi ki Peygamberimiz, Medine'ye hicret ederken canını teninden ayırmak isteyen ve bu yüzden evinin önünde pusuya yatan tetikçi müşrikleri oyalaması ve kendisine malını emanet edenlere de........
© Akasyam
