menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Resmi tarihin üzerinde durması gereken bir anadolu türk beyliği turgutoğulları

36 0
25.06.2025

Tarih insanların yerleştikleri yerleri, kökenlerini ortaya serer. Bu bazı insanları mutlu, bazı insanları üzer.

Turgutoğulları bugünün Türkiye'sine ve bakiyelerine mutlu olacakları bir tarih bırakarak Anadolu Türk tarihinde ak bir sayfa olarak yerini alsa da maalesef üzerinde durulmamış ve maalesef resmi tarihin de yer vermediği bir konu başlığı durumundadır.

Malazgirt sonrası ‘‘Eski İl, Bayburt, Turgut’’ oymaklarına yerleşmiş ve devamında Anadolu’nun bir Türk-İslam beldesi haline gelmesi ile tamamına yayılmış olan Turgutoğulları Beyliği’ne beşiklik yapmasından ötürü ‘‘Turgut İli’’ olarak anılan ve Ankara-Konya-Aksaray-Karapınar-Ereğli-Ilgın-Akşehir-Beyşehir-Kulu, Cihanbeyli, Altınekin, Koçhisar, Polatlı, Emirdağ, Sultandağı, Sivrihisar hattı içinde kalan Anadolu İç Sahrası’nın şahitlik ettiği bu beyliği tanımak, bilmek ve öğretmek lazım gelmektedir.

Orta Asya bozkırlarından Anadolu'ya gelerek donemin Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubat tarafından İçel taşlık ve Silifke bölgesine yerleştirilen daha sonra Konya Akşehir ve Yunak taraflarına göç eden Avşar boyuna bağlı büyük ve savaşçı bir aşiret olan Turgutoğulları, Karamanoğulları beyliğine tabi olan ve bu beyliğin ordusunun ana unsurunu oluşturan kuvvetlerin bağlı olduğu zümreydi.

Esasen Oğuz’un Üçoklar kolu Kınık boyu Selçuklu Türkmenlerinden olan Turgut aşireti, beyleri ‘‘Turgut, Bayburt’’ ile Kutalmışoğlu Süleyman Şah komutasındaki Büyük Selçuklu ordusu içerisinde yer almışlardır.

Tarihin çalkantılı coğrafyasında 12 yy. itibaren yerleşen Turgutoğulları, günümüze kadar İslam Türk âleminde yer almışlardır. Bugün yine aynı coğrafyada ve Anadolu'nun birçok ve bazı sınırlar dışına yayılmış bakiyeleri ile devam ettirmektedirler. İç Anadolu’nun fethi ile Konya, Ankara ile Tuz Gölü Emirdağ arasında İç Asya bozkırları ‘‘Eski İl-Bayburt-Turgut’’ yurtlarında uç beyi olarak konaklamışlardır.

‘‘Eski İl-Bayburt-Turgut’’ yurtları ile birlikte Konya, Aksaray, Koçhisar, Karapınar, Sarayönü, Kadınhanı, Ilgın, Beyşehir, Seydişehir, Doğanhisar, Tuzlukçu, Yunak, Haymana, Cihanbeyli, Altınekin, Akşehir, Kulu, Polatlı, Emirdağ, Günyüzü, Sultandağı ve Sivrihisar hattı içinde kalan Anadolu İç Sahrası Selçuklu, Karamanlı, Osmanlı dönemlerinde ve günümüzde yurtları olmuştur. (Kaygısız,2016)

Turgut aşireti ile başlayan Anadolu göçü, Orta Anadolu'da Selçuklu ve Karaman Devleti'nde Turgutoğulları, "Turgut, Bay-burt, Eskiil" kazalarına ayrılsa da Ilgın, Beyşehir, Kadınhanı, Sa-rayönü, Konya merkez ve "İç Asya" diye tanımlanan geniş coğ-rafyada yerleşim yerlerinde bakiyeleri yurt edinmişlerdir.

Osmanlı Devleti'nde Konya merkez livası içerisinde Atçeken Cemaati adı altında üç ana kaza (Turgut, Bayburt, Eskiil) ve bunlara bağlı nahiye, köy ve mezralar (Cihanbeyi, İnsuyu, İshak-lı) ile varlığını sürdürmüştür.

Turgutoğulları, Anadolu Selçuklu Devleti'nde "Uç beyi ve askeri güç, Karaman Devleti'nde "askeri güç, devletin yönetim unsuru ortağı", Osmanlı Devleti'nde siyasetten uzaklaştırılmış olsa da bölgenin idari, kültür ve ekonomik yönden ana unsuru olmuştur. Osmanlı Devleti'nin Karaman Eyaleti dönemi ve son dönemlerinde Orta Anadolu'nun "Türk-İslam Ülküsü" ile en sağlam kalası olmuştur. Cumhuriyet döneminde bu özelliğini devam ettirmektedir.

Anadolu Selçuklu Devleti'nin son zamanlarında Anadolu'nun beylikler federasyonunu aldığı bir dönemde 'Turgut Aşireti' Turgutoğlu Beyliği olarak ortaya çıktığı ifade edilmektedir.

Selçuklu gerekse Karaman dönemlerinde Turgutoğulları Beyliği hüviyetini almıştır. Oğuz Kağan mirası olan Selçuklu Devleti'nin yaşamasını istedikleri için Selçuklu mirası olan Karaman Devletini desteklemişlerdir. Kınık boyunun bir özelliği olarak Oğuz Kağan geleneğine bağlı kalmışlar ve Osmanlı ile mücadelesinde bu gelenek ön plana çıkmıştır. Ayrıca Turgutoğulları tarihin bazı dönemlerinde federasyon çatısını oluşturarak başta Türkmen aşiretleri olmak üzere birçok aşireti himayesinde bulundurmuştur. Bu yeni katılım aşiretlerle Turgutoğulları’nın daha büyüyerek ve Beylik hüviyetini almıştır.

İdari merkez olarak “Ilgın, Kadınhanı, Sarayönü, Karahisar(Beyşehir)” gibi daha merkezi ve mamur yerleri tercih eden Turgutoğulları, Ilgın ve Sarayönü'nde o dönem Anadolu'sunda beylik sembolü olan adlarına camiler yaptırmakla başlayarak hakimiyet kurdukları topraklarda bayındırlık çalışmalarına başlamışlardır.

Türk Devletleri ve Anadolu Selçukluları'ndan gelen geleneğe göre sultanlar, beyler Selçuklu şehirlerinde cami veya mescit yaptırmışlardır. Sultan cami veya Sultan Alâeddin cami bu geleneğin kanıtıdır. Yine Eşrefoğulları (Süleyman Bey 1302, Beyşehir), Karamanoğulları (Alâeddin Bey 1398), Turgutoğulları (Turgutoğlu Pir Hüseyin Bey, Sarayönü (1409) ve İlgın (1426) cami) gibi Türk sülalelere mensup beylerin yaptırdıkları camiler ve vakıflar dikkati çekmektedir.

Yine tarihçilerin ortak görüşü: Turgutoğulların da Turgut bey ve devamında gelen beyler aşireti güçlü kılmışlardır. Oğuz töresinde Kınık boyu beylik çıkaran boydur. Kınık boyundan olan Turgutoğlu beyleri, Kınık olan Selçuklu Devletinin devam ederek Anadolu'da Türk birliğinin sağlanmasını istemişlerdir. Aynı istek içinde olan Karaman Beyliği ile bu ülkü için birlikte hareket etmek istemişlerdir. Kayı boyu da böyledir. Osmanlı ile Karamanlı ve Turgutoğulları mücadelesinde bu töre yatmaktadır.

Turgutoğlu Beyliği Anadolu Selçuklu ve Karaman Devleti'nin ana unsuru içerisinde yer alarak Anadolu'nun sıkıntılı döneminde (Haçlı, Memlük, Moğol, İlhanlı faktörleri var.) bölgenin Türk yurdu olmasını sağlamıştır. Orta Anadolu'nun güvende olması ile Osmanlı'nın batıya rahat açılma fırsatı olmuştur. Doğudan ve güneyden gelen saldırılarla Turgutoğlu ve Karamanoğlu mücadele ederek bu tahribatların Kayıların bulunduğu Batı Anadolu'yu olumsuz etkilemesini engellemiştir. Bu durum Osmanlı'nın Batı Anadolu'ya geçmesini mümkün hale getirmiştir.

Tarihçilerin Turgutoğulları’nı beylik olarak görmemelerinin birinci sebebi; Turgutoğulları gerek Anadolu Selçuklu gerekse Karaman Devleti'nin ana unsuru olduğu için ve özellikle Selçuklu Devletinin devamını istemiş ve savunmuştur. Beylik olarak bu devletlerin federasyonu içerisinde yer almıştır. Bundan dolayı ana devlete karşı bağımsızlık gayesi gütmemişlerdir. Ancak başında beyi ve bölgesinde yönetim iradesi olan beylik olarak hakimiyet sürdürmüştür.

İkincisi; tarihçiler ki bunlardan ekseriyesi Osmanlı ve Karamanlı. Karamanlı tarihçiler Turgutoğullarını Karaman unsurları içerisinde sayar. Osmanlı tarihçileri ise Turgutoğullarının Osmanlılara katılmamasından dolayı mesafeli davranmışlar, hatta yok saymak istemişlerdir.

Turgutlular Karaman devletinin tarihinde en mühim rol oynamış boydur. Karaman devletinin beylerinin beylik nakli çok defa bu oymağa mensup oymak beylerin elinde idi. Bu beylerden Pir Hüseyin Bey'in Konya ve yörelerinde çok içtimai eser meydana getirdiği bilinmektedir. Akşehir'in doğusundan Kazım Karabekir Kazasına kadar giden uzun bir arazi parçası bu ailenin başı Turgut Bey'in adını taşıyordu (Beytullah Yıldırım / Ilgın Araştırmaları).

Dahası Turgutoğulları-Karamanoğulları dostluğu yalnızca bu ortaklıkla sınırlı kalmamış, Karamanoğulları ile birlikte Turgutoğulları önce Türkiye Selçukluları ve Moğollara karşı sonra Osmanlılara karşı mücadele etmişlerdir. Turgutoğullarının askeri kanadı, Karamanoğullarının ordu komutanlığı ve baş vezirlik görevlerini yürütmüşlerdir. Karamanoğlu Beyliği’nin yıkılmasına kadar onların yanından ayrılmamış, dost oldukları ile dost, düşman oldukları ile düşman olmuşlardır.

'Bayburt, Eski-İl, Turguť platosunda uç beyi olan Bayburt ve Turgut beyler bu bölgeye yerleşen diğer Türkmen unsurların dahil edilmesi ile (aşiret) federasyon yaparak bölgenin ve etra-fının idari siyasi hakimi olmuşlardır. Turgut beyin ve obasının daha ön plana........

© Akasyam