MEVLANA HALİD-İ BAĞDADİ (1778 Bağdat-1828 Şam)
Bağdat'ın Musul şehrindeki Zor kasabasında dünyaya gelen Halid-i Bağdadi İslâm bilginlerinin mütehassısıdır. baba tarafından Hz. Osman, anne tarafından Hz. Ali'nin mübarek soyundan gelmektedir.
Ecdadına yakışır hassasiyetle yetiştirilen Halid-i Bağdadi, çok küçük yaşlarda Kur'an-ı Kerim'i hifzeder. Hıfzetmekle iktifa etmez, manasını anlamaya matuf çalışmalara başlar. Daha 13 yaşında dünyanın en zengin dili olan Arapça'nın bütün sır ve kurallarına vakıf olur. Devrin edebiyat ve kültür dili olması hasebiyle Farsça'ya da vakıf olur.
Sadece dini ilimler iktifa etmeyen Genç Halid, astronomi, fizik, geometri, matematik gibi fenni ilimlere de sahip olur.
Kısa zamanda Bağdat'ta ilmi ve takvasıyla meşhur olur. İsmiyle çağırmamak için hürmeten adının evveline "Mevlana" yani Mevlana Halid derler. Zahiri ilimleri tamamladıktan sonra mana ilmi olan tasavvuf ve manevi ilimlerden de nasibini almak üzere mübarek bir yolculuğa çıkar ki bu onun için dönüm noktası olur.
1804 yılında Medine'ye, dört yıl sonra da Hicrî 1224 yılında Hindistan'ın Cihanabad şehrinde Şeyh Abdullâh Dehlevî'nin yanına giderek Nakşibendîlik tarîkatının terbiyesini almıştır. Burada "irşad icazeti" alarak Nakşibendî, Kadiri, Sühreverdî, Kübrevî ve Çeştî tarikatlarına halife olmuştur. Sonrasında Şam’a doğru yola çıkar. Maksadı yol boyunca aradığı manevi büyüğünü bulmak ve doymaktır. Nihayet Şam'a gelir. Alimlerce itibar gösterilir ve hadis icazetini alır. Hac etmek üzere Medine'ye gelen üstad, sokakta nurani bir zatla karşılaşır. Bu meçhul adam üstadın yüzüne derin derin bakar, şöyle hitap eder: "Bir gün Mekke'ye varırsan, Kabetullah'ta tefekkür ettiğinde, Beytullah saygısızlık eder gibi görünen kimselerle karşılaşırsan sakın müdahale etme, ondan rahatsız olma!"
Adam bunları söyler ve kaybolur.
Mekke'ye varan hazret Kâbe'yi tavaf eder ve oturur, tefekküre dalar. Kâbe'de Rabbin azametini zikrederken bir de ne görsün adamın biri sırtını Beytullah'a, yüzünü de kendine dön-müş, saygısızca oturmuş, öylece duruyor. Bu tavra dayanamaz kalkıp adamın yanına gider, ikaz eder:........
© Akasyam
