Zihnin Sırtında Taşıdığınız Görünmez Yükler Ruhunuzu Nereye Sürüklüyor?
Acaba sizi asıl yoran şey, günün telaşı değil de zihninizin içinde dönüp duran hayalet düşünceler olabilir mi?
Gündelik hayatın sahnesinde, hepimiz farkında olmadan ağır, görünmez bir sırt çantası taşıyoruz. İçi; ‘ya olursa?’lar, geçmişin hataları, geleceğin belirsizlikleri, başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğüne dair kurgular ve asla söyleyemediğimiz sözlerle dolu.
Patronunuzun o anlamsız bakışını saatlerce analiz etmeniz, sosyal medyada gördüğünüz bir fotoğrafın sizi yıllar öncesinin reddedilme duygusuna götürmesi veya aile yemeğinde “El âlem ne der?” korkusuyla içinizdeki çocuğun hayallerine ihanet etmeniz…
Tüm bunlar, gerçekte var olmayan ama sizi gerçekten hasta eden sanal yüklerdir.
Bu noktada Stoacı filozof Epiktetos’un o meşhur sözü devreye girer: “Bizi üzen olaylar değil, onlara yüklediğimiz anlamlardır.”
Geç kalan bir metro sadece bir ulaşım aracıdır; siz ona “İşe geç kalacağım, patron beni cezalandıracak, hatta işten atılacağım!” anlamını yüklediğiniz an, midenize oturan bir kaygı yumruğuna dönüşür.
Bu, zihninizin gerçekliği........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d