menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kaderin dili cesaretin çığlığı mı, korkunun fısıltısı mı?

8 0
15.10.2025

Diyelim ki... İşyerinde, her gün aynı saatte içinizi sıkan o toplantıdasınız. Patronunuz yine anlamsız bir iş için gereksiz baskı yapıyor. İçinizde bir ses, "Yeter! Burada harcanıp gidemem," diye haykırıyor. Tam o sırada, diğer ses devreye giriyor: "Ama krediler, faturalar, 'ya işsiz kalırsam' korkusu..."

O an, kalbinizi sıkan şey patronunuzun sözleri değil, içinizdeki o ikinci sesin ağırlığıdır. Peki, bu hayat senaryosunun yazarı siz misiniz, yoksa korkularınızın gölgesinde bir hayatı mı oynuyorsunuz?

İstanbul trafiğinde sıkışmışsınız. Klima bozuk, radyoda aynı şarkı, önünüzdeki arabanın stop lambası gözlerinizi yakıyor. İçinizde bir fısıltı: "Sahilde bir kafe açsam… Şiir kitabımı yayınlasam… İstifa etsem…"

Tam o anda korku, sadık bir danışman gibi devreye girer: "Ya iflas edersem? Ya kimse okumazsa? Ya pişman olursam?"

Bu anlarda siz hangi sesi besliyorsunuz?

Bu seçim, sadece o günü değil, tüm hayatınızın rotasını belirler.

Stoacı Seneca'nın uyarısı kulaklarımızda çınlıyor: "Korku, gelecekteki acıların bugüne işkencesidir."

Zihnimiz, kontrol edemeyeceğimiz felaket senaryolarıyla kendimize bir........

© Akasyam