menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ekranın Gölgesinde Büyüyen Çığlık: Görmek Duyabilmek Midir?

13 0
02.07.2025

Kaçınız, şu anda bu satırları okurken, bir çocuğun açlıkla kıvranan bakışlarını ekranınızın parlaklığıyla perdeliyorsunuz?

Soru rahatsız edici, biliyorum. Tıpkı o bankta oturan adamın fotoğrafı gibi…

Yanı başında çıplak ayaklı, suskun çocuklar; arkada alevler içinde kalan bir dünya; elinde ise dünyanın geri kalanına açılan, ama yanı başındakileri kör eden bir pencere; telefon ekranı…

Bu sadece bir kare değil; dijital çağın en acımasız öz portresi. Ve muhtemelen hepimiz, o adamın yerine koyabileceğimiz anlar yaşadık.

Metroda, kafede, evimizin salonunda…

Her gün aynı senaryo tekrarlanıyor. Önümüzde açlık, yoksulluk, savaşın dehşeti veya iklimin çığlığı haber olarak akıyor. Parmak bir kaydırma hareketiyle geçiyoruz. "Beğen" tuşuna basmak, bir dua etme ritüeline dönüştü.

Paylaşmak, sorumluluktan kurtulmanın modern hali mi oldu?

"Gördüm, beğendim, paylaştım, görevim bitti" diyen bir iç monolog, kolektif vicdanımızı uyuşturuyor. O çocukların bakışları, bir sonraki eğlence videosunun parlaklığında kaybolup gidiyor.

Bu, görsel bir bombardıman çağında yaşanan duygusal açlığın paradoksudur: Her şeyi görüyoruz, hiçbir şeyi hissetmiyoruz.

Ancak teknoloji, bu yüzle önümüze güçlü........

© Akasyam