Unutturulan Destan
Kut’ül Amare Zaferi ve Tarihin Yazmakta Zorlandığı Kahramanlık
"Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır."
Halil Paşa’nın bu veciz ifadesi, 29 Nisan 1916 sabahı Irak’ın uçsuz bucaksız çöllerinde kazanılan eşsiz bir zaferin büyüklüğünü anlatmaya yetmiyor aslında. Çanakkale’den sonra Birinci Dünya Savaşı’nın en büyük muvaffakiyeti olarak kayıtlara geçen Kut’ül Amare Zaferi, maalesef bugün resmi tarih anlatısında hak ettiği yeri bulamayan, adeta unutturulmaya çalışılan bir destandır. Oysa bu zafer, dönemin en güçlü ordularından birini dize getiren, İngilizlerin "Britanya askeri tarihinin en aşağılık teslimi" diye nitelendirdiği utanç verici bir hezimetle sonuçlanmış ve Türk askerinin cesaretini, stratejik dehasını ve fedakarlığını tüm dünyaya bir kez daha ispatlamıştır.
Kut’ül Amare’de yaşananlar, sıradan bir askeri harekâtın çok ötesinde, bir varoluş mücadelesinin tezahürüdür. İngilizler, Ortadoğu’daki petrol yataklarını kontrol altına almak ve Hindistan yolunu güvenceye almak amacıyla Bağdat’ı ele geçirmek için harekete geçmişlerdi. Ancak 22-23 Kasım 1915’teki Selmanı Pak Muharebesi’nde Osmanlı ordusunun sert direnişi karşısında ağır bir darbe almışlar, Tümgeneral Charles Townshend komutasındaki İngiliz 6. Tümeni, can havliyle geri çekilerek kendilerini Kut’ül Amare kasabasına atmışlardı.
Osmanlı kuvvetleri, önce Albay Nurettin Paşa (daha sonra yerine Halil Paşa getirilecektir) komutasında bu küçük kasabayı kuşatma altına aldı. İngilizler ise kuşatmayı yarmak ve kurtarmak için arka arkaya taarruzlara........
© Akasyam
