menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Bu kadar güçlü olduğumun ben bile farkında değildim”

79 1
24.05.2024

Birlikte büyüdükleri ağaçlara sarılan kadınlar, jandarma kalkanlarıyla çekilmiş setler, karaçam dalları arasından göğe yükselen gaz bulutları... Tüm bunların nasıl yaşandığına inanamayan, hem acıdan, hem öfkeden gözü yaşlı insanlar, derken TOMA'ların tazyikli suyuyla kendi topraklarından sürülmek istenenler... Devletin zor gücüyle sermayenin şiddetini buluşturarak yeryüzünün bir parçasını daha metaya dönüştürmek isteyen 2000'lerin neoliberal kapitalizmi, dünyanın muhtelif köşesinde böyle anlar yaşanmasına neden oldu. Her tür canlısıyla doğayı değil insanı, insanın da kâr peşinde koşan halini önceleyen bu zihniyet, karşısında önce o doğa parçasının sakinleriyle şekillenen, sonra bu isyana destek verenlerle gelişen hareketleri buldu.

Akbelen Direnişi olarak anageldiğimiz halk hareketinin de beş yıllık geçmişi var. Muğla Milas'a bağlı İkizköy 2017'de, civarındaki geniş bir alanla birlikte bir nevi gözden çıkarıldı; Tarım ve Orman Bakanlığı, Akbelen Ormanı’nı Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerine kömür sağlaması amacıyla Limak Holding'e bağlı Yeniköy Kemerköy Enerji (YK Enerji) şirketine tahsis etti. Zaman içinde maden sahası daha da genişledi ve önce Işıkdere hayli dalavereli geçtiği söylenen istimlak süreciyle boşaltılmaya başlandı. Rant hırsı madenleri çeşitlendirmek ve bunun için de daha fazlasını edinmek istiyordu. Bir yandan Işıkdere tamamen üretim alanına dönüştürülürken, köylülerin açtığı davanın sonuçlanması bile beklenmeden Akbelen Ormanı'nda kesim için izin çıktı. 2019'da ağaç kestirmemek üzere başlayan nöbet büyüdü, geçen yıl bir bölgedeki kesime engel olunamadıysa da görkemli direniş sürdü. İkizköylülerin hukuki mücadelesi ayrıca sürüyor ama bu tür davalarda hukukun kimden yana işlediğine dair de küresel ölçekte tecrübe sahibiyiz.

44 yaşındaki Nejla Işık gaz, su, cop dinlemeden nöbet tutan o kadınlardan biriydi. Doğduğu, gözü gibi baktığı bu coğrafyanın “cehennem çukuruna” döndürülüşüne şahit oldu, toprak altında kalmasın diye zeytin ağaçlarını elleriyle kesti ağlayarak. 80'lerine gelmiş ailesinin bir üst kuşağıyla ve 20'lerindeki kendi iki çocuğuyla birlikte direnişin hep ön saflarında yer aldı. 31 Mart yerel seçimlerinde İkizköy'ün muhtarı seçilmesiyle ise Işık'ın hayatında yeni bir evre başladı. Akbelen Direnişi açısından anlamı dışında bu yeni dönem, çevre hareketi etrafında dönüşen bir kadının da hikâyesini barındırıyor.

“Ben diye bir şey yok, biz var”

Günleri büyük bir koşturma içinde geçiyor Nejla Işık'ın. Bir yandan muhtarlığın getirdiği bir trafik var, diğer yandan madeni durdurmak için çalışmalar sürüyor. Vakit yaratıyor, “orman kesildi her şey bitti”........

© Agos


Get it on Google Play