Kafkasya’da yol uzun
Kafkasya politikasında birçok gelişme yaşanırken birçok belirsizlik de varlığını koruyor. Bu denklem içinde en zor durumda olan Ermenistan çünkü kısıtlı imkanları ve muhataplarına nazaran kısıtlı gücüyle kendisi için mümkün olan en faydalı pozisyonu almaya çalışıyor. Paşinyan, bu anlamda yapabileceği ve yapması gerekeni, yani daha sakin, mutedil, uyumlu ve uzlaşmacı görünen, çok üst perdelere çıkmayan bir söylem ve politika izliyor.
Doğrusu, bunu da şimdiye kadar fena götürmedi ve birtakım sonuçlar elde etti, her ne kadar henüz nihai istikrar noktasına gelinmemiş olsa da. Öte yandan, Karabağ’da Ermeni varlığının tamamen sona ermesinde 35 yıldır Ermenistan’da görev yapmış hükümetlerin sorumluluğu olduğu gibi Paşinyan’a da düşen bir pay ve sorumluluk var. Kendisine sormak lazım: madem böyle sakin, mutedil ve barışçı bir politika izleyecektin göreve geldiğin ilk aylarda, “Karabağ Ermenistandır” gibi sözler kullanarak bu konuda senden evvelki hükümetlerin çizgisini sürdüreceğin izlenimini niye verdin? En başından şimdiki çizgiyi izleseydin şu anda mevcut hal olan Karabağ’da Ermeni kalmamış olmasından daha kötü ne olabilirdi? Kim bilir belki 2020’deki savaş da yaşanmaz binlerce insan ölmezdi.
Bu 35 senede Türkiye’nin pozisyonu da ayrıca irdelenmesi gereken bir konu. Şu açık ki Azerbaycan Türkiye’ye hadi çalım attı demeyelim ama en azından Türkiye’yi gelinen pozisyonda ofsaytta bıraktı. Şöyle ki, onlarca sene Türkiye'yi kendi politikasına angaje hatta mahkum etti, Ermenistan konusundaki inisiyatifini sıfırladı. Türkiye Azerbaycan'ın onayı olmadan hiçbir adım atmadı veya atamadı. 2009’da Ermenistan ve Türkiye arasında imzalanan protokollerin hayata geçmesinin önüne taş koydu.........
© Agos
