menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Ne olacak bu memleketin hali!”

51 1
03.04.2025

Bu bıktıran soruya hemen cevap vereyim: İyi olacak.

İki nedenle:

1) CB Erdoğan değişmeyecek.

Çünkü fıtratına aykırı.

Yalnız dikkat: Maalesef aykırı değil, iyi ki aykırı. Çünkü yükselen muhalefeti vurmak için artırılacak baskılar muhalefeti yükseltecek. Taa ki, millet sandığa gidip bu Tek Adam Rejimi’ni bitirene dek.

2) CHP değişmeye başladı.

Bu kadar baskı, kayyımlamalar ve hele de son olarak İmamoğlu’nun içeri atılması nihayet bu bir asırdır kalıplaşmış partiyi de sarstı. Oy oranı sürekli yükseliyor .

Tek Adam ekonomisinin ezdiği kitlelerin umudu olmayı kastetmiyorum sadece. Esas olarak, Tek Parti CHP’nin 1923 Anayasası’yla kurduğu ve 1925’ten itibaren gizli Şark Islahat Planı gibi İttihatçı zulümlerle yürüttüğü, ayrıca ülkeyi günümüze kadar bütünüyle antidemokratik bir kabusa sokan Kürt meselesinin barışçı çözümüne CHP’nin bugünlerde nihayet girişmesini kastediyorum.

Biraz geriden alarak ve karşılaştırmalı yöntemle gidelim. Çünkü Demokrat Parti’nin (DP) 1954’ten sonraki politikası ile AKP’nin 2011’den sonraki politikası, (akıbet açısından asla ve kat’a benzemesin ama), özellikle 2 konuda birbirine benziyor.

***

CHP’nin Tek Adam (1927-38) ve İkinci Adam (1939-50) yönetimlerinden sonra 1950’de iktidara gelen DP, CHP’nin bıktırmışlığı ve uluslararası konjonktür (BM ve Truman Doktrini, ayrıca yağmurlu hava) sayesinde en büyük seçim başarısını elde ettiği 1954 yılına kadar ismine tamamen uygun demokrat bir performans gösterdi.

Ondan sonra, özellikle de 14 kişinin öldüğü ve Başbakan Adnan Menderes’in sağ salim kurtulduğu Şubat 1959 Londra uçak kazasından sonra iyice yoldan çıktı.

Özellikle 2 konu derken, Yargı ve Radyo.

***

1) Yargı.

1924 Anayasası Md. 54’te Yargı’yı “her türlü müdahaleden azade” ilan ettiği, Md. 55’te de “Hâkimler kanunen muayyen olan usul ve ahval haricinde azlolunamazlar” hükmünü getirdiği halde, Başbakan A. Menderes TBMM’deki çoğunluğuna dayanarak muhalefeti ve bu arada Yargı’yı sistematik biçimde sindirdi. Şöyle ki:

Bir kere, 1924 Anayasası Md. 77 “Matbûat, kanûn dairesinde serbesttir ve neşredilmeden evvel teftiş, muayeneye tâbi değildir” dediği halde, sıkı sansürün yanı sıra, kağıt ithalatına ve resmî ilan dağıtımına el koyarak basını dize getirdi. Zaten DP’nin düşmesinden sonra 1961’de Basın İlan Kurumu’nun getirilmesinin amacı resmî ilanların adil biçimde dağıtılmasını sağlamak olacaktır.

Bunun yanı sıra, yasa çıkartarak CHP mallarına el koymuş olan DP, “yetersiz memurları istifaya........

© Agos