menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ortadoğu’da ‘ikinci sezon’: Türkiye ve Kürdistan sahnede

9 2
09.10.2025

Filistin barışı, her şeyden önce İsrail’i Gazze katliamını bitirmeye zorlama vaadi nedeniyle olumlu. Planın içeriğiyse doğru bir perspektif oluşturmak adına ayrıntılı bir inceleme ve takip gerektiriyor. Hamas’ın silah bırakması, İsrail’in Gazze’den çekilmesi ve bölgenin siyasi ve ekonomik yeniden yapılanması süreçlerinin her birinde ciddi sorunlar ortaya çıkabilir.

Barış sürecini yürütmekle görevli “kayyum” olarak İngiltere eski başbakanı Tony Blair’in atanmış olması da oldukça ilginç. “Filistin sorunu”, 1917 Belfour Deklarasyonu’yla başlamış kabul edilirse, sorunun kökeninde bulunan İngiliz devletinin çözümün anahtarını da elinde tuttuğu varsayımından hareket ediliyor olsa gerekir. İngiltere, geçtiğimiz yüzyıldan farklı olarak 21. Yüzyıl’ın Ortadoğu’sunda bir gölge gibi hareket ediyor. Bu tarza en son Suriye’de Esad rejiminin yerine HTŞ’nin getirilişinde tanık olduk: ABD’nin tersine pek görünür olmayan ama gücü hissedilen bir gölge.

İsrail’in Netanyahu yönetimi, 7 Ekim saldırısıyla ortaya çıkan durumu “Allah’ın bir lütfu” gibi tepe tepe kullandı. Gazze’de yaptıklarıyla kalmayıp Batı Şeria’daki işgal durumunu da tahkim etti. Lübnan’da Hizbullah’la ve Yemen’in Husi güçleriyle savaştı. Hamas ve Hizbullah liderliklerini, İran’ın Kudüs Ordusu komutanlarını birbiri ardına infaz etti. Bölgedeki İran nüfuzunu........

© Açık Gazete