SEDAT YILDIRIM SARICI* – Kırk yıl önce bir televizyon söyleşinde Profesör Yıldız Kenter, “bütün yıldızları bir arada tutan şey aşktır” demişti.

Mevlana Celaleddin-i Rumi’ye göre de “Aşk, her şeyin özüdür. Kâinatta ne varsa aşkla döner.”

Madem öyle “Aşka Dair Ne Varsa” teyakkuzda olmalıyız.

Handan Ünlü Haktanır, o kadar çok roman, öykü ve çeviri kitabına imza atmış ki kalem oynatmada çömezi bile olamam. Sadece talebeliğine talip olabilirim.

Öykülerini okudukça dilimin ucuna gelip de söyleyemediğim birçok mevzunun yetkin ve etkin bir ustalıkla ele alınması beni çok heyecanlandırdı. Hem de birçoğumuzun unutkanlıktan muzdarip olduğu bir çağda oldukça dinç bir dimağ ve pırıl pırıl akan bir pınar coşkusuyla!

Hatırlamakta zorlanacağımız deyim, atasözü veya mısralar, ‘taşı gediğine koyma’ kaygısı duyulmadan hatırlatılıyor. Okuru uyanık kılma adına mübalağaya yer verilmemiş. Neyse o. Yalın ve yakın.

Handan Hanım’ın eşi Türk diplomat Korkmaz Haktanır, 2019’da sonsuzluğa uğurlanmıştı. Dışişleri Bakanlığı eski müsteşarlarından emekli Büyükelçi Korkmaz Haktanır’ı Londralı sanatçıları bir araya getirme katkılarıyla da tanırdık.

Yazarlık mecrasında Handan Ünlü Haktanır’ı kuzenimizle dertleşir gibi içten bir sıcaklıkla okuruz. Oysa diplomatik teamüller icabı, sefaret camiasından bakiye protokol soğukluğuna benzer mesafelerle de karşılaşabilirdik.

Nezaket müptelaları için muadili mevcutken ve âlâsına hakimken büyük bir cesaretle ve inadına amiyane tabirler de kullanarak hakiki hayatla bağları koparmamış.

Bazı kitaplar vardır ki hatırda kalabilecek tek bir satırın altını çizemeden rafa kaldırırız. “Kalbimde Bir Aşk Var” (2023) ve “Aşka Dair Ne Varsa”yı (2024) peş peşe okudum. Altını çizdiğim o kadar çok bölüm oldu ki aktarmaya kalksam bu köşeye sığmaz.

Haktanır, birikimlerini döktükçe tükenenlerden değil, yazdıkça açılanlardandır. Yukarıdaki paragrafta anılan eserleri edinip de okuyayım derken son kitabı “Yeter ki Aşk Olsun”u (2025) kitapçılarda bulamadım.

Sazendenin nefesiyle ruhlanan neyin sedasıyla tekkede dönen mevlevi hiç aşık olmuş mudur? Olduysa iki satır döktürmüş müdür? Bilemiyoruz. Ama aşkı tanımlayabilmek, neredeyse her şair, yazar, besteci ve filozofun kara sevdasıdır.

Damdan düşmenin tarifi, Tabipler Birliği ehillerine değil, Damdan Düşenler Cemiyeti’nin sessiz müdavimlerine düşmelidir. Bu yüzden aşka dair Handan Ünlü Haktanır’ı okuyoruz, okuyacağız.

ŞERH

Handan Hanım’ın okuyamadığım o kadar çok eseri var ki. Bir Avuç Mısır (2010), Tutankhamon’un Yüzükleri (2021), Olur Olmaz Öyküler’in (2022) yanı sıra çevirisini yaptığı Algernon’a Çiçekler, Tabu, Göremediğimiz Tüm Işıklar, Yüreğimin Senden Tarafı, Billy Milligan’ın Zihinleri, Evliliğin Dört Mevsimi, Stratejik İkna, Kişiliğinizi Keşfedin, Öz Şefkatli Farkındalık, Aşk ve Gurur, Uğultulu Tepeler, Martin Eden, İki Şehrin Hikayesi, Dorian Gray’in Portresi, Kendine Ait Bir Oda, Ermiş, Ermişin Bahçesi ve Tess D’urbervilles.

KAFA dergisinin 119. sayısında (Ağustos 2024) Türk edebiyatının önemli öykücülerinden Nezihe Meriç’in (1924-2009) çok kıymetli bir değerlendirmesi anılıyor.

“Bir eleştirmen, bir yazarın kitabı üzerinde yazı yazacağı zaman konunun gereği o yazarın tüm yapıtlarını bilmek zorundadır. Yazar nerede başlayıp yazarken nereye varmış, insan ilişkilerini nasıl ele almıştır, bu çizgiyi nasıl geliştirmiş… Eleştirmen tüm bunları bilerek yaklaşır kitaba.” diye söz devam ediyor.

Eleştirmen olmayıp, hariçten gazel okuduğumdan mükellefiyetten azade biçareyim. Bir yandan çalgıcı meşguliyeti nota okuyayım derken Handan Ünlü Haktanır’ın sadece üç kitabını okuyabildim (bir de Loka Mata, 2020).

Bu yazı, eksikliklerimin farkındalığıyla imrenip de gizleyemediklerimin, altını çizip de içimde tutamadıklarımın küçük bir kısmı olsun:

YÜREĞİMDE BİR AŞK VAR

(Mayıs 2023)

—– Yeni bir yaşama doğmak gibi heyecan verici bir şeydir aşk. Yalapşap yaşayamazsın onu, kıyısından bucağından geçemezsin, kenarında köşesinde olamazsın.

—– O anda Cemal Süreyya’nın........

© Açık Gazete