MEHMET TAŞ / LONDRA – Türkiye solunda CHP tartışması, yalnızca bir güncel siyaset tartışması değil, stratejik bir yönelim meselesidir. Sert polemikler yerine, meseleyi soğukkanlı biçimde ele almak gerekiyor.

Sol içinde farklı yaklaşımlar var. Kimileri her sorunun çözümünü doğrudan devrimde arıyor. Oysa tarihsel deneyimler, devrimin kendiliğinden gelmediğini, doğru politik taktiklerle, uzun ve zikzaklı bir mücadele süreciyle mümkün olduğunu gösteriyor. Eğer devrim bu kadar kolay olsaydı, bugüne kadar defalarca gerçekleşirdi.

CHP’nin Tarihsel Sınırları

CHP, ne geçmişte ne de bugün anti-kapitalist olmuştur; bundan sonra da olması beklenmez.

Kuruluş Dönemi: İlk yıllarında karma ekonomi politikasıyla tek parti yönetimini sürdürdü. Cumhuriyetin modernist ve Batı’ya dönük normlarını parti bütünlüğüyle içselleştiremedi. Bir kanadı gericiliğe karşı dururken, bir başka güçlü damar Komünistlere, Kürtlere, Alevilere ve Ermenilere karşı baskıcı ve acımasız bir politika izledi. Bu tarihsel yüzleşme yapılmadığı için, demokrasi ve cumhuriyet düşmanlarının güçlenmesinin önü açıldı.

1950 Sonrası: CHP içindeki gerici kanat ayrılarak NATO’cu,........

© Açık Gazete