Sessizliğin Tarihi: İtaat ve Korku
“Kelebeklerin Dili” (La lengua de las mariposas) adlı filmi izledim.
Hikâye, sıradan bir İspanyol kasabasında geçiyor; okul çağındaki çocukların ilk gün heyecanı, bir terzinin en küçük oğlunun gözünden anlatılıyor. O küçük çocuğun dayak korkusu vardır, ancak okulda bunun tam tersiyle karşılaşır: Öğretmeninin ilgisi ve sabrı sayesinde, ilk günün heyecanı kısa sürede alışkanlığa dönüşür.
Ailenin iç yapısı da ayrı bir çatışmayı yansıtır: Annesi koyu Katolik, babası Cumhuriyetçidir. Küçük kasabalarda herkes birbirini tanır; parası olan öndedir, sesi daha çok çıkar. Burjuva kültürünü içselleştirmemiş, ama parayla bir sınıfa yaklaşmış insanlar vardır. Zaman, faşizmin ayak seslerinin duyulduğu dönemdir.
İspanya henüz iç savaşa girmemiştir; ancak cepheler ayrılmaya başlamış, farklı düşüncelere sahip olanlar örgütlenmiştir. Öğretmen Don Gregorio, Köy Enstitüsü veya öğretmen okulu mezunu idealistlerimizi hatırlatan bir figürdür. Dayağa karşıdır, bilimin ışığında öğrencilerine yaklaşır.
Kasabanın meyhanesi, siyasi tartışmaların ve radyodan gelen haberlerin merkezi halindedir. Gelmekte olan büyük çatışmanın izlenebildiği bir süreçtir bu. Cumhuriyetçiler darbeyi izler; ancak engel olabilecek bir konumda değildirler. Halk, Cumhuriyetçi olsa da, faşistlerin güç karşısında sessizce taraf değiştirir. Darbe günü ve sonrasındaki gecelerde........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Rachel Marsden
Daniel Orenstein
John Nosta