menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şablonlarla Hayata Bakmak

10 1
19.07.2025

Bugün solcu olduğunu söyleyen biriyle konuştum. Suriye meselesine şöyle dedi: “Suriye neden tek bayrak altında, tek bir devlet olmuyor? Onların hakkıdır; onlar da tek liderin önderliğinde bir devlet olsun. Hep şu İsrail, onların tek devlet olmasını engelliyor.”

Solcu birinin böyle bakması artık doğal oldu. Çünkü bölünmez, üniter, laik, sosyal, hukuk devleti penceresinden bakıyor. Bu ezberlenmiş kelimelerin arka arkaya gelmesi sorgulanmaz, çünkü mutlaktır; hep öyle kabul görmüştür. Bu devletin var olması için yaşanmış olan ne varsa yaşanmıştır; önemli olan devletin bekasıdır.

Kendi ülkesine bakıp, başka ülkelerde de aynı yapıyı istemesi kadar doğal bir şey yoktur.

Kendisini tanımladığı gibi solcudur, çünkü bu ülkede solculuk hiç bu kadar geri, yobaz ve tarihsel materyalizmden yoksun olmamıştı. Var olan bu: başka bir alternatif yok; sonuçta istisnalar kaideyi bozmaz!

Eleştiriler karşısında hükümet kabinesinde atanmış Bakanlar, argo kelimeler de içinde olduğu açıklamalarında: “Tek tek anlatayım…” diye başlar ama ben; yok, yok kabinede bakan değilim; onun gibi tek tek anlatmaya da değmez, çünkü sonuçta kimsenin doğrusu değişmez! Benim de bu konuda doğrum değişmez.

İyi ki devleti merkezine almış solculardan uzaklaşmışım; bu saçmalıkları duyarak kendime dert edinmiyorum. Solcular, devleti yok etmek üzerine ideolojilerini geliştirirler ama bizimkilerde var olanı korumak mutlaktır!

Solcuların düzenlediği toplantılarda ya da mitinglere katılıyorum; orada gözlemciden daha çok aksiyoner gibi bakıyorum etrafıma! Beni kendilerinden görenler ya da “kortejine bir kişi daha olsun” diyenler “Bu bayrağın ucundan tut” dediklerinde kırmıyorum, kırmak da gerekmez! Önemli olan solun bayrağını taşımaktır…

Zaman geçiyor, yaşlanıyorum. Yaşlandıkça eskiden hoş gördüklerimi artık göremez oldum ya da zamanın ruhu karanlık olarak üstüme çöktü!

Solcu biriyle sohbet, eskisi gibi çekilir değil. Her şeyi bilen, dergilerinde/ gazetelerinde/ bildiri metinlerinde hep doğruları yazmış… O doğrular arasında çelişkiler varsa, “zamana göre olmuş olabilir.” Çünkü doğrular da dinamiktir! Onların görüşlerini okuyarak biliyorum ama onlar benim görüşümü, değişimimi bilmiyorlar; çünkü onlar benim gibi insanları asla izlemezler. Sonuçta tek doğru vardır, o da onların söyledikleridir. Başka görüşleri okumak zaman kaybıdır.

Sonuçta başka görüşlere değer vermeyenler Demirel’le........

© Açık Gazete