Filler ve Karıncalar oyunu karıncaları birleştirdi…
Yeryüzünün Bütün Karıncaları Birleşince…
Yaşar Kemal’in 1977 tarihli Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı çocuk romanı, halk masallarından beslenen yapısıyla klasik bir fabl örneğidir. Masal, her yaştan okuyucunun zihninde yer eden yalın ama derin bir politik göndermeyle; gücünü yalnızca fiziksel kuvvetten alan despotizmin, örgütsüz emekçileri ezmesini ve buna karşı gelişen direnişi anlatır. Filler Sultanı’nın otoritesine karşı, Kırmızı Sakallı Topal Karınca’nın önderliğinde birleşen karıncaların gece boyunca sarayın altını oyarak sultanlığı yıkması; masalın hem en çarpıcı hem de en umut verici sahnesidir. Bu anlatı yalnızca bir çocuk hikâyesi değil, ezilenlerin kolektif gücüne inanan bir yaşam felsefesidir.
Arzu Gamze Kılınç’ın sahneye uyarladığı Filler ve Karıncalar, bu masalsı temeli alıp çağdaş dünyanın baskı mekanizmalarıyla örülmüş gerçekliklerine taşıyor. Uyarlama, klasik fabl biçimini aşarak anti-emperyalist, sınıfsal ve kültürel bir alegoriye dönüşüyor. Karıncalar, ezilen halkların, emekçilerin, görünmeyen çoğunluğun temsili olarak karşımıza çıkarken; Filler Sultanı, baskıcı iktidarların, kibirli ve çöküşe mahkûm yapılarının alegorisine dönüşüyor. Oyunun merkezine yerleştirilen direniş ise yalnızca fiziksel değil, zihinsel bir özgürleşmenin kapısını aralıyor.
Sahneye yansıyan hikâye, bir çocuk masalından çok daha fazlası: Günümüz politik atmosferine doğrudan göndermelerde bulunan cesur ve çok katmanlı bir yorum. Birçok devletin halkların dillerini, kültürlerini baskı altına alarak onları görünüşte kendi “uygar” biçimlerine dönüştürmeye çalıştığı günümüzde, Filler ve Karıncalar bu asimilasyon politikalarını açık biçimde eleştiriyor. Filler, itaatkâr, sessiz, uyumlu ve sorun çıkarmayan; ancak sözde özgür olduğunu zanneden bir halk hayal eder. Fakat bu hayal çelişkilerle doludur. Karıncalar bir noktada onların davranışlarını, zevklerini taklit etmeye, hatta benzer şekilde eğlenmeye başladığında, bu “uyum” fillerin çıkarlarına zarar verir. Çünkü üretim düşer, kontrol kaybolur. Böylece fillerin kendi yarattıkları sahte benzeşme modeli, kendi sonlarını hazırlar.
Bu açıdan oyun yalnızca geçmişe değil, bugüne de uzanıyor. Ezilenin ezileni taklit etmesiyle doğan çarpık toplum yapısı, karıncaların filler gibi yaşamaya çalıştığı anda çöküyor. Fillerin inşa ettiği düzen, kendi elleriyle yok oluşunu izlediği bir distopyaya........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon
Constantin Von Hoffmeister
Mark Travers Ph.d