menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şehzâdeler güzîdesi

16 0
22.11.2025

1943 sonbaharı, Kanuni Sultan Süleyman, uzunca yıllar imparatorluğun Orta Avrupa serhaddinin önemli kaleleri olacak Estergon ve İstolni-Belgrad kalelerini fethetmiş, büyük bir zafer havasıyla İstanbul’a dönmektedir. Muhtemelen Edirne’de konakladığı sırada bir ulak gelir. “Hayrola?” diye düşünmeye vakit bulamayan Süleyman, Saruhan Sancakbeyi olan oğlu Şehzade Sultan Mehmet’in fevt (ölüm) haberini alır. Büyük bir zaferi büyük bir yas izleyecektir.

Şehzade Mehmet’in hikâyesi genelde ağabeyi Şehzade Mustafa ve kardeşi Şehzade Bayezit’in trajedilerinin gerisinde kalır. Zira içinde pek bir entrika barındırdığı söylenemez. Bahtsız şehzade yirmi iki yaşındayken çiçek hastalığına yakalanmış, bu hastalık pek çokları gibi onu da telef etmiştir. Ancak yine de sonraki olayların aydınlatılması ve Sultan Süleyman’ın hayatının gerileme döneminin başlangıcı sayılabilmesi bakımından önem arz eder.

Sultan Süleyman 1520 senesinde, yirmi altı yaşında tahta çıkar. Bu sırada hayatta olan üç oğlu bulunmaktadır ve bunların ikisi, ertesi sene saraya uğrayan bir salgın hastalıkta vefat ederler. Geriye sadece altı yaşındaki Şehzade Mustafa kalmıştır. Aynı sene müstakbel hasekisi Hürrem, ona bir şehzade doğurur. Belgrad seferinden dönen Süleyman, yas bulutlarının ardından bir güneş gibi doğan oğluna Mehmet adını verir.

Bu ismi seçmesi bile manidardır. Zira kendisi, büyük ceddi Sultan İkinci Mehmet’in kuşatıp da alamadığı........

© ABC Gazetesi