menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

UNUTULMAZ EFSANE İZMİR’İN ULU ÇINARI: ÖZDEMİR NUTKU

11 0
08.05.2025

Özdemir Nutku’yu 2019 yılında İzmir’de yitirdik. Türk tiyatrosunun büyük bir ustasıydı. Akademisyen kimliğiyle birlikte (Prof. Dr); yazar, dramaturg, yönetmen, senarist, oyun yazarı, çevirmen olarak tiyatro sanatını yüceltti. Aynı zamanda şairdi. Edebiyata şiirle adım attı. İlk şiiri 1950 yılında Kaynak Dergisi’nde yayımlandı. Toplamda 150’ye yakın kitabı yayımlandı (4’ü şiir). Öğrencileri için unutulmaz, efsane, örnek bir hocaydı. 1976 yılından ölümüne kadar İzmir’de yaşadı. İzmir’de sanatın her alanının gelişmesi için büyük çaba gösterdi. Şehir tiyatrosunun öncüsü oldu. Kanımca Özdemir Nutku, sanatsal katkıları nedeniyle şehrimizde mutlaka bir heykeli olması ve unutulmaması gereken bir insandır.

SAHNE IŞILTISINDAN

ÇOK DAHA FAZLASI

Türk tiyatrosunun kıymetli ustalarından, bilim ve sanatın birbirinden ayrılmaz olduğunu defalarca ispat etmiş bir düşünce ve eylem adamıydı Özdemir Nutku. 12 Ocak 1931’de İstanbul’da dünyaya gözlerini açtığında, kimse onun gelecekte tiyatronun düşünsel yapısını bu kadar dönüştüreceğini bilmiyordu belki. Ama o, çocuk yaşta başladığı müzikle, gençliğinde yazdığı şiirlerle ve ömrünün büyük kısmını verdiği tiyatroyla, çok katmanlı bir hayatın hikâyesini yazmaya başladı.Robert Kolej’deki sekiz yıllık eğitimi, İngiliz dili ve edebiyatı üzerine kurduğu akademik temelleri, Almanya'da Georg-August Üniversitesi'nde tiyatro yönetmenliği eğitimiyle birleşti. Dönemin ünlü tiyatro sanatçısı Heinz Hilpert'in yanında üç yıl asistanlık yaptı. Ardından Türkiye’ye döndü, Ankara Üniversitesi’nde Tiyatro Enstitüsü’nde akademik kariyerine başladı. Bu başlangıç, hem akademinin hem sahnelerin tarihinde yeni bir dönemin kapısını aralıyordu.

İZMİR’DE AÇAN

BİR SANAT BAHÇESİ

1976’da yolu İzmir’e düştüğünde, bu şehir onu sadece bir sanatçı olarak değil, bir öncü olarak da sahiplendi. Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Sahne Sanatları Bölümünü kurdu. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Sabancı Kültür Merkezi’nin temelini attı. Her sabah inşaat alanında dolaşarak, fiziki bir yapının değil, yarının sanat atmosferini inşa ettiğini biliyordu. Bir tiyatro kamyonu hayal etti. Çocuk oyunlarıyla İzmir’in 72 beldesini gezdi. Müziğini kendi besteledi. Oyununu kendi sahneledi. Öğrencileriyle birlikte taşıdığı bu tiyatro hayali, sahnenin yalnızca büyük şehirlerde değil, çocukların yüreklerinde de filizlenebileceğini gösterdi. Yüksel Çakmur’un belediye başkanlığı döneminde, sonradan kesintiye uğrayan İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nu kurdu. İsmet İnönü Kültür Merkezi’nin açılması için çalıştı. Açıkhava tiyatrolarını kamusal sahneye dönüştürdü. Senfoni orkestrasının, devlet opera ve balesinin kuruluşlarını çocukça bir heyecanla karşıladı.

BENİM İÇİN SANAT VE

BİLİM BİR BÜTÜNDÜR”

Özdemir Hoca sanat ve bilimi her zaman bir bütün olarak algıladı. Hayatını da bu anlayışına uygun olarak inşa etti. Akademik kariyerinde 1961 yılında doktor, 1967’de doçent, 1974’te profesör oldu. Türkiye’de tiyatro eğitiminin bilimsel çerçevesini belirleyen isimlerin başında geldi. Yazdığı 150'ye yakın kitap; kuram, eleştiri, metin çözümlemesi ve çeviri alanlarında eşsiz bir külliyat........

© 9 Eylül Gazetesi