ŞİİRDEN KALEMİN ‘GÜZEL İZMİR’İN OKAN YÜKSEL’İ…
“Edebiyatımızın Güzel İzmir’i” adlı yazı dizimizin 84. bölümünü paylaşıyoruz. 2024 yılında başlayarak haftada iki gün sürdürdüğümüz bu yazı dizisinde, objektif olmaya gayret ettik. Mutlaka atladığımız isimler olmuştur. Kusurumuz olduysa, okurlarımızın hoşgörüsüne sığınıyoruz. Ama İzmir’de iz bırakan, eserleriyle bize güzellikler armağan eden şehrimizin edebiyatçılarını, kent hafızasına eksikliklerimize rağmen not düştüğümüzü; şehrimizin belleğine yaptığımız yolculukta, bazı unutulmuş isimleri de gündeme taşıyarak, vefa borcumuzu yerine getirdiğimize inanıyorum. Bu yazı dizisi, bütün önyargılardan uzakta, sahici bir çabanın, değerli olanı takdire yönelik samimi bir saygı duruşunun yansımasıdır.
Şurası da bir gerçek ki Türk basınında da çok uzun yıllardır, tam 84 bölüm devam eden bir tefrika yayımlanmamıştır. Bu anlamda uzun bir dönem sonra bir ilki gerçekleştirmeme vesile olan 9 Eylül Gazetesi’ne, İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve Başkanı Değerli Dilek Gappi’ye içten şükranlarımı sunuyorum. Bu yazı dizisine başlarken Kıymetli Okan Yüksel ustamız yaşıyordu. O’nu yitirdiğimizde, dostlarıma bu yazı dizisinin son bölümünde Okan Yüksel’i yazacağımı söylemiştim. İşte şimdi bu sözümü yerine getiriyorum. Okan Yüksel’in anısını yaşatmak için ne kadar yazsak azdır. Sevgili Okan Ağabeyimizin hatırasını sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Ruhu şad olsun. Bu şehirde her zaman sevgiyle saygıyla anılsın, adı yaşasın…
Gazeteciliğin şiire, şiirin kaleme dönüştüğü bir ömürdür yazacağımız.
“Kalem namustur." Okan Yüksel
İzmir’in Rüzgârında Tüten Bir İsim
Gazeteci, şair, spor tarihçisi, örgütçü… Kilis’te doğan Halit Okan Yüksel (28 Eylül 1944 – 21 Mart 2025), yarım asrı aşan meslek hayatında İzmir’in ruhuna adını şiirle kazıdı. “Harun Deniz” imzasıyla başlayan yolculuğu, Alsancak’ın rüzgârında kendi adının yankısına dönüştü. Okan Yüksel’in yazıları, bir semtin kuytusuna, bir taraftarın sesine, bir haberin soluk soluğa telaşına sığınırdı.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun olduğunda cebinde bir diploma değil, yüreğinde bir ilke taşıyordu: Gerçeğin peşinden gitmek. Gazetecilik onun için yalnızca haber aktarmak değil, toplumun vicdanına ayna tutmaktı.
Şiirle Yoğrulmuş Bir Gazetecilik
1965’te yayımladığı ilk kitabının adı manidardı: "Şiir Yürek İster".
Gerçekten de onun kalemi ne zaman kâğıda değse, önce kalpten geçti.
Yalnızca "haber" değil, "hissetmek" gerekiyordu. Ardından gelen "Güneş Doğacak", "Dağlarına Ölüm Gelmiş Memleketimin" gibi eserleri hem bireysel duyarlılığı hem toplumsal sorumluluğu barındıran bir iç sesti.
“Şairlik zor zenaat, şiir yürek ister.” diyordu Okan Yüksel
Latin Amerika’dan esinlendiği "Venceremos" ve "No Pasaran!" kitaplarıyla evrensel şiir damarını Türkçe’ye taşırken, Nazım Hikmet’e duyduğu saygıyla devrimci lirizmi diri tuttu. Pablo Neruda’nın izinde, kendi sesiyle yürüdü.
Sporun Ahlakı, İzmir’in Belleği
Okan Yüksel için İzmir sadece bir kent değil, bir karakterdi.
"Efsane Göztepe", "Büyük Altay", "Bir Sevdadır Karşıyaka" ve "Gode Cengiz" gibi kitaplar, sporun tarihinden ziyade, bir kentin ahlaki hafızasıydı. Çünkü onun için futbol yalnızca 90 dakikadan ibaret değil, adaletin ve erdemin bir provasıydı. “Göztepe’nin Avrupa zaferleri, Altay’ın asil duruşu, Karşıyaka’nın başkaldırısı onun kelimelerinde destana dönüştü.”
Bu yönüyle İzmir’in her tribünü birer mısraya, her forması bir şiire dönüşüyordu onun elinde.
Gazeteci Şair: İki Kimliğin Kesişiminde
Okan Yüksel'in kalemi, hem haberin nabzını tutar hem şiirin sesini taşırdı.
"Cumhuriyet Dönemi Gazeteci Şairler Antolojisi" ve "35 Gazeteci........
© 9 Eylül Gazetesi
