Dorukhan’ın İzmir’deki adalet koşusu 21 Mayıs’ta başlıyor…
Henüz 26 yaşında yaşamdan koparılan Dorukhan Büyükışık’ın babası Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın verdiği adalet savaşında 21 Mayıs 2025 tarihi önemli bir eşik noktası olacak.
İzmir 2’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde saat 9:20’de başlayacak duruşmada, cinayet mahallinde görev yapan sekiz polisin “Görevi Kötüye Kullanmak” suç iddiası ile yargılanmalarına başlanacak.
TÜRK ADALETİNİN TERAZİSİ
Olay günü Şehit Ayhan Tanrıverdi Polis Merkezi Amiri 3’üncü Sınıf Emmiyet Müdürü İsmail Köksal, Grup Amiri olan Komiser Yardımcısı Hüseyin Vurucu; Narlıdere İlçe Emniyet Müdürlüğü Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği’nde görevli polis memurları Fikret Sarıaslan ve Halil Arslandağ, Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü Büro Amiri Atakan Kaçar ve aynı birimde Grup Amiri olan Deniz Asıcı, polis memurları Duygu Öztürk ve Musa Erikçi’nin yargıç karşısına çıkacağı duruşma pek çok açıdan kritik önemde. Ancak suça karışan kolluk görevli sayısı önümüzdeki günlerde daha da artacak gibi görülüyor…
Dorukhan Büyükışık cinayetini “yüksekten düşme ve intihar” olarak gerekçelendirerek kapatılmasına katkı sağlayan polislerin “görevi nasıl kötüye kullandıkları” elbette yargılama sonucunda ortaya çıkacak. Türk adaletinin terazisine güvenmek istiyoruz.
Ancak…
Cinayet dosyasına tam iki buçuk sene boyunca olay yeri inceleme görüntüleri ve fotoğraflarını eklemeyen, Tanyer şantiyesini kapsamına alan 19 kameranın görüntülerinin toplandığı kayıt cihazlarına cinayet sabahı tutanakla el koymayan, Dorukhan’ın bedeninde yüksekten düşmeye yönelik en ufak bir bulgu dahi olmamasına rağmen olay yeri inceleme videolarında cinayeti yüksekten düşme olarak tanımlayan polislerin iyi niyetinden kuşku duymak için çok sebebimiz var.
BAKANLIK VE YARGITAY KARARLARI
Dorukhan Büyükışık soruşturmasının “cinayet” olarak kovuşturmaya tâbi olmasında kuşkusuz en önemli etken Adalet Bakanlığı’nın “Kanun Yararına Bozma” kararı ve bu kararın Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından kesin hüküm altına alınmış olması geliyor.
Bu konu özelinde devletin en önemli yargı ve siyaset makamlarının doğrudan soruşturmaların önünü açması elbette çok kıymetli. 40 yıl boyunca devletin en mahrem görevlerinde ve en kritik kurumlarında başarıyla görev yapan baba Ethem Büyükışık’ın “intikam değil adalet peşindeyim” vurgusu da davaların bugünkü konuma gelmesinde önemli bir etkiye sahip.
Tek oğlu hayattan koparılan Ethem Paşa’nın adeta iğne ile kuyu kazar gibi 7 sene boyunca sürdürdüğü adalet mücadelesi; basın yayın kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve duyarlı yurttaşlar tarafından yakından izleniyor.
Duruşma öncesinde görüşlerini bizlerle paylaşan Etham Paşa, şu önemli tespitleri yapıyor:
“ÖRGÜTLÜ SUÇ İDDİASI”
“Bu davada adları geçen sanıklar ve şüphelilerin tamamına yakını, oğlum Dorukhan’ın katledildiği 13 Mayıs 2018 günü saat 09:09’da olay yerine gelip maktulü muayene eden 112 Acil Servis Doktoru Serhat Sami Çengel tarafından yapılan muayeneyi izlemişlerdir. Adı geçen Doktor tarafından imzalanan 13.05.2018 tarihli 112 Acil Servis raporunda ölüm nedeni ön tanısı olarak ‘ani kardiyak ölüm’ yani kalp krizi sonucu ölüm tespitinde bulunulduğunu da bilmektedirler.
Bu tespitten sonra olay yerine gelen Adli Tıp Uzmanı Doktor Gökhan Batuk’un aynı gün saat 11:52’de yaptığı adli muayeneyi de izlemişler ve ‘yüksekten düşme bulgusu yoktur’ tespitini kendi kulaklarıyla duymuşlar ve bu tespiti MTS 0009 dosya numaralı Olay Yeri İnceleme videosuyla kayıt altına almışlardır. Ancak tüm bunlara tanık olmalarına, olayın şüpheli ölüm olarak görülmesi nedeniyle otopsi yaptırıldığına şahit olmalarına, Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığı’nca yayınlanan 30.07.2018 tarihli Otopsi Raporu’nun sonuç bölümünde açık bir şekilde ölüm nedeninin ‘darp’........
© 9 Eylül Gazetesi
