menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

VEFA Bozacısı: Bir Bardak Bozanın Ardındaki Asırlık Hikâyesi

5 0
20.09.2025

Kışa yaklaşırken, içimizi ısıtan bir hikâyeyi paylaşmak istedim. Sadece bir içecek değil, bir gelenek, bir İstanbul hatırası: VEFA Bozacısı.

1870 yılında, Arnavutluk’un dağlık şehri Prizren’den İstanbul’a gelen Hacı Sadık Bey’le başlıyor. İlahiyat ve edebiyat mezunu, 35 yaşında hacı olmuş, Kur’an tefsiri yapmış bir bilge. Hikâyesi sadece kitaplarla değil, sokaklarla da yazılmış. Yaşadığı evin altında gündüz boza üretip, akşamları saray yakınlarında sokak sokak dolaşarak satmış. O dönem İstanbul’da boza, ekşi ve ayran kıvamında tüketiliyormuş. Sadık Bey ise darı kullanarak daha yoğun kıvamlı ve lezzetli bir boza üretmeye karar vermiş. “Mısır kolay işlenir ama darı sabır ister; asıl lezzet de işte o sabırdan doğar.” diye düşünmüş.

Sadık Bey’in bozası, açık sarı renkli, koyu kıvamlı ve hafif ekşimsi tadıyla kısa sürede fark yaratır. Evinde eşe dosta tattırır, mahalle aralarında güğümle satmaya başlar. Altı yıl boyunca kış geceleri, bakır güğümlerle........

© 9 Eylül Gazetesi