menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mevsimler, zamanlar

16 0
22.08.2025

Öngörüsüzlüğün, çapsızlığın, liyakat yoksunluğunun, tedavisi olanaksız cehaletin en önemli avuntularından, paravanlarından eh haliyle en büyük palavralarından biri, “işleri zamana bırakmak”tır. Hele şu günler geçsin, meselenin çaresi bulunacaktır. Acele işe şeytan karışır, telaşa gerek yoktur. Vaktinden önce öten horozu keserler, aman ha! Kimseler saatini, dakikasını öngörüp söyleyemez ama “her şeyin bir zamanı vardır”. Siz ne diyorsunuz, ahali çocuğunun doğum zamanını bile saatiyle günüyle söyleyemez, inanmayan bu ülkede kaç yüz bin kişinin nüfus kâğıdındaki doğum tarihinin doğruluğunu araştırıversin. Kimininki ayvanın çiçek açtığı zamana, kimininki o en feci zemheriye, kimininki köye sel bastığı o günlere denk gelmiştir. Eh gariban Nüfus Memuru ne yapsın, o günlere denk düşecek yuvarlak bir tarihi yazar geçer gider. Meseleyi dağıtmayalım, bu zamanı yakalayamayan cehaletin en hazin kurnazlığı da “Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler” diye işin içinden sıyrılmaktır.

Hayatı algılama, yorumlama, daha yaşanır kılma ve bütün bunlar için emek harcama erdemi çöpe atılıp, yalnızca birkaç örneğini verdiğim bu pür cahil-külliyen kurnaz kabullerin egemenliğine girince, iş herkes için kolaylaşır. Ormanların yanıp memleketin kül yığınına dönmesinin nedeni yaz........

© 9 Eylül Gazetesi