menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İzmir’i görünür kılmak (4)

7 0
14.11.2025

Üç haftadır kentimiz, kendimiz, halimiz ahvalimiz üstüne konuşuyor, “görünür” olmanın koşullarına dair bildiklerimizi paylaşıyoruz. Okunuyor muyuz bilemem, bildiğim şu ki tam da bunları yazarken, kente yabancı akil konuklarımız gelmektedir. Kendilerinden, nasıl hoplayıp zıplayacağımızı ve de nihayet “arzulanan İzmir”e döneceğimizi öğrenecek olmanın heyecanı içindeyiz. Kordon esnafımız tuzlu balıkları hazırlamaya başlasa iyi olur. Konuklarımız yemeklerini yerken, biz de karşı çimenlikte mesela “kapsül kent” üstüne düşünür taşınırız. Neyse. Biz işimize bakmaya ve konuyu toparlamaya çalışacağız.

Geçen yazılarda “görünürlük” meselesini konuşmuş, “küresel kent” aşamasına geçmiş Barselona’yı örnek olarak göstermiştik. Bu kadim kentin bize anımsattığı gerçekler vardı. dünyanın en önemli liman kentlerinden ve ticaret merkezlerinden biri olduğu için “Barça” bir futbol anıtıydı. Üniversiteleri sayesinde “akademik kent” olduğu için, kültür ve sanat açısından saygı ve hayranlık gerekçesiydi. Tarımdan modaya, finanstan gelenek-modern köprülüğüne… Uzatmayayım, hayatın her alanını bir öteki alanın nedeni ya da sonucu olarak görmeyi başarmanın sonucuydu Barcelona ve benzeri dünya kentleri. Onlar dünyaya, geçmişe ve geleceğe, doğaya ve tarihe, coğrafyaya ve kültüre; kentlerinden ve ülkelerinden bakıyorlardı. Akıl, bilinç, algı, duyarlık, sorumluluk, vicdan ve tüm değerleri besleyen kaynak, işte tam da bu bakıştan doğuyor, kuşaktan kuşağa emanet ediliyordu.

İzmir bunu nasıl başaracak? Bunun için işe, var olan fotoğrafımızdan, envanterimizden, halimizden, elimizde ve aklımızda kalanlardan başlamamız gerekiyor. Sahi, biz neyin ya da nelerin sayesinde görünür olabiliriz?

Üstünde ütüden bozma, İzmirlilerin koyduğu adları dışında hiçbir albenisi........

© 9 Eylül Gazetesi