SELAM OLSUN CAN YÜCEL’E
“Ben hayatta en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yerden bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bilmezdi ki oturduğumuz semti
Geldi mi de gidici hep, hep acele işi
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
Öyle öyle ezber ettim gurbeti
Sevinçten uçardım hasta oldum mu
Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul'a
Bi helalleşmek ister elbet, dimi oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oyununu
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu
En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, canevim
Hayatta ben en çok babamı sevdim.”
xxxx
Bu şiirini çok severim Can Baba’nın. Duygu fırtınası yaşarım okurken de, dinlerken de. Boğulur gibi olurum. Hüzünlendirir beni 20 dize. Acıtır, acıtır içimi…
Çok iyi şairdi, çok iyi de bir çevirmendi Can Yücel.
Atatürk ve İsmet Paşa’nın Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğluydu.
Londra’da Cambridge Üniversitesi’nde eğitim görmüştü.
Ülkesine döndüğünde rahatlığa düşkün diliyle doğaçlama şiirler yazarken, beğendiği yabancı eserleri dilimize çevirmişti.
Askerliğini de Kore’de çevirmen olarak yapmıştı, Abdi İpekçi’yle.
Shakespeare’in “to be or not to be”(olmak ya da olmamak) dizesini “bir........





















Toi Staff
Tarik Cyril Amar
Gideon Levy
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d