menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

SELAM OLSUN CAN YÜCEL’E

40 10
12.08.2025

“Ben hayatta en çok babamı sevdim

Karaçalılar gibi yerden bitme bir çocuk

Çarpık bacaklarıyla -ha düştü ha düşecek

Nasıl koşarsa ardından bir devin

O çapkın babamı ben öyle sevdim

Bilmezdi ki oturduğumuz semti

Geldi mi de gidici hep, hep acele işi

Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi

Atlastan bakardım nereye gitti

Öyle öyle ezber ettim gurbeti

Sevinçten uçardım hasta oldum mu

Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul'a

Bi helalleşmek ister elbet, dimi oğluyla!

Tifoyken başardım bu aşk oyununu

Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu

En son teftişine çıkana değin

Koştururken ardından o uçmaktaki devin

Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için

Açıldı nefesim, fikrim, canevim

Hayatta ben en çok babamı sevdim.”

xxxx

Bu şiirini çok severim Can Baba’nın. Duygu fırtınası yaşarım okurken de, dinlerken de. Boğulur gibi olurum. Hüzünlendirir beni 20 dize. Acıtır, acıtır içimi…

Çok iyi şairdi, çok iyi de bir çevirmendi Can Yücel.

Atatürk ve İsmet Paşa’nın Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğluydu.

Londra’da Cambridge Üniversitesi’nde eğitim görmüştü.

Ülkesine döndüğünde rahatlığa düşkün diliyle doğaçlama şiirler yazarken, beğendiği yabancı eserleri dilimize çevirmişti.

Askerliğini de Kore’de çevirmen olarak yapmıştı, Abdi İpekçi’yle.

Shakespeare’in “to be or not to be”(olmak ya da olmamak) dizesini “bir........

© 9 Eylül Gazetesi