Muhsin Ertuğrul ve Nazım Hikmet
Çağdaş Türk Tiyatrosu'nun öncüsü, "Büyük Usta" Muhsin Ertuğrul, tiyatro sevdasını şu sözleri ile anlatır;
"Ben hayatımı, ruhumu, sağlığımı, sevgimi, kısacası her şeyimi seve seve bu tiyatro denen ideale harcadım ve bu savurganlıktan mutluluk duydum.
Tiyatro bir şehrin ocakbaşıdır. Orada en güzel masallar söylenir, en gerçek sözler duyulur. "
Ertuğrul; azim, dirençtir! Cumhuriyet'in idealist ilke sahibi kültür/ sanat isimleri arasında ilk sıralardadır.
O dönem tiyatro ve sinemadaki kurumsal yapılanmalar onun imzasını taşır.
"Gerçek medeniyet, edebiyat ve sanattan doğar. Tarih, tiyatrosuz yükselmiş bir millet gösteremez" sözü, mottodur!
Bir temel taşıdır o tiyatromuzun...
"Darülbedayi", yani İstanbul Şehir Tiyatroları ile özdeşleşmiştir. Orayı Shakespeare, Schiller, İbsen de oynayan, çağdaş bir topluluğu hâline getiren "efsane" olmuştur.
xxx
Sinemaya da katkısı büyüktür.
İlk sesli Türk filmi "İstanbul Sokaklarında" ve "Bir Millet Uyanıyor"u çekmiştir.
Muhsin Ertuğrul, "Karım Beni Aldatırsa", "Söz Bir Allah Bir", "Leblebici Horhor Ağa", "Aysel Bataklı Damın Kızı" filmlerinde imza onundur. 1922'den 1940'a kadar ülkemizin tek film yönetmenidir.
Dünya Şairimiz Nazım’ın sinemaya ilgisini de biliriz. Ona bu konuda en büyük desteğin yakın dostu Muhsin Ertuğrul’dan geldiğini de bilir misisiniz?
Anlatalım; Nazım Hikmet, 1921’de Moskova’ya geçmiştirr Vala Nureddin ile. Moskova, onun hem şiire bakışını derinden........
© 9 Eylül Gazetesi
