menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Antakya hiç geçmeyecek bir aşkın adıdır

15 1
06.02.2025

Binlerce yılın hamuruyla yoğrulmuş yaşam kültürü, içine alıverirdi insanı. Her seferinde başka bir sürpriziyle şaşırtırdı.

Ezan ve çan sesleri bir aradaydı. “Farklılık” zenginlik olarak görülür, zenginlik olarak yaşanırdı.

Düğünleri, bayramları eksik olmazdı. Hangi dine, hangi etnik kökene mensup olurlarsa olsunlar, hep bir arada kutlarlardı Antakyalılar, Ramazan bayramını, Paskalya’yı, Hanuka’yı, Noel’i, Rop Aşana’yı, Yom Kipur’u. Bitmezdi bayramları medeniyetler beşiği Antakya’nın.

Bir de düğünleri…

Ta ki… 6 Şubat’a kadar…

6 Şubat ve sonrası kocaman bir boşluk!

Bu öyle bir acı ki, uçsuz bucaksız bir mezarlık düşünün, herkesin ölüm yıldönümü aynı. Büyük yıkım derin yaralar açtı yüreğimizde, belleğimizde. Ben arkadaşlarımı kaybettim, sevdalısı olduğum kenti kaybettim.

Dostlarım ailelerini, komşularını, sokaklarını, caddelerini, mahallelerini, memleketlerini kaybetti.

2 yıl geçse de aradan, büyük yıkımın acısı ilk günkü gibi. Derin yara kapanmıyor.

11 kentimizi yıkan depremde resmi açıklamaya göre........

© 12punto