menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şecaat, sirkat ve sessizlik: Kültürün ihaneti

18 1
06.07.2025

TAŞ YERİNDE AĞIRDIR-160. UNUTMAYALIM, UNUTTURMAYALIM.

“Şecaat arz ederken merd-i Kıbtî sirkatin söyler”

“Bu ifade, Türkçede bir kişinin övünmek ya da başkasını eleştirmek isterken, farkında olmadan kendi kusurunu, hatasını ya da suçunu da açığa vurduğu durumlarda kullanılır.”

“Kendini ele verme” anlamında kullanılan özlü bir deyimdir.

Genellikle, bir davranışı erdem gibi sunmaya çalışırken, aslında yanlışını ya da kusurunu ortaya koyan kişileri tanımlamak için kullanılır.

Eski dildeki bu deyiş, sözcüğü sözcüğüne tercüme edilirse, “Kıbtî mertliğini anlatırken hırsızlığını söyler” anlamına gelir.

“Kıbtî” kelimesi, o zamanlar Osmanlı egemenliği altında yaşayan Mısır’ın, Kıbtî olarak adlandırılan Hristiyan toplumunun bir bireyi için kullanılan bir ifadedir.

Bu dikkat çekici sözler, Koca Râgıb Paşa’ya aittir.

Koca Râgıb Paşa (1757–1763), İstanbul doğumlu bir Osmanlı devlet adamı ve divan şairidir. Sadrazamlık görevinde de bulunmuştur.

Özellikle Lale Devri sonrası ıslahat hareketlerinde ve edebiyatın sadeleşmesinde önemli bir isimdir.

Koca Râgıb Paşa, sade, özlü ve anlamlı şiirleriyle tanınır. Genellikle bilgi verici, öğüt içeren, öğretici ve gerçekçi beyitler yazmıştır.

***

(Pergamon Akropolüne dikilen Galatlar anıtı ve Pergamon Kütüphanesi-Canlandırma)


Peki bu ifadenin konumuzla, “Taş yerinde ağırdır.” deyişimizle ilişkisi nedir?

Biraz gerilere gidelim!

İ.Ö. 4. Yüzyılda (2500 yıl önce), muhtemelen Orta Avrupa’da yaşayan bir halk olan Galatlar (Keltler), o günün koşullarında dört bir yana dağıldılar.

Yunanlılar hâlâ Fransa’ya “Galia” adını verirler. Polonya-Ukrayna sınırında ve İspanya’nın kuzeybatısında “Galiçya” adlı topraklar vardır.

Hatta Portekiz (Portugal) adının da “Gallerin iskelesi” anlamına geldiği iddia edilir.

Bugün Britanya Adası’nda, Birleşik Krallık’a bağlı Galler (Wales) adlı bir ülke bulunur. Burada, İrlanda ve İskoçya’da da kendi özgün dillerini konuşan Kelt (Galat) topluluklarının yaşadığı bilinir.

Dört bir yana dağılan Galatlar, Anadolu’ya da yaklaşık olarak İ.Ö. 278 dolayında geldiler.

Anadolu’nun orta kesimine, Ankara-Eskişehir bölgesine yerleştiler. Daha sonraları buraya “Galatia” adı verildi.

Yolları üzerindeki, muhtemelen bir süre kaldıkları İstanbul’un “Galata” semtine adlarını verdikleri söylenir.

İri yarı, çoğunlukla kızıl saçlı, eşleriyle birlikte ölümüne dövüşen Galatlar, kısa zamanda Anadolu halklarını haraca bağladılar.

O dönemde, Yunanistan’dan Afganistan’a, Mısır’a kadar uzanan toprakları fetheden Makedonyalı Büyük İskender’in ölümünden sonra, kumandanları arasında çıkan paylaşım kavgası sürecinde, Batı Anadolu’da zengin bir krallık kuran Pergamon da bu haraçlardan nasibini alıyordu.

Zaman zaman bu haraçları ödemeyi reddediyor ve Galatlarla çatışmalara giriyordu."

Batı Karadeniz kökenli Attalos Hanedanı’nın yönettiği Pergamon Krallığı, iyice güçlendikten sonra, kendisine iş kesen Galatların üzerine yürüdü ve onları yenilgiye uğrattı.

Ancak Pergamonlular, Galatların savaşkanlığına ve kendi aralarındaki dayanışmaya o kadar hayranlık duydular ki, onların heykellerini yaptırdılar ve bu heykellerden oluşan bir anıtı kent merkezine diktiler.

(Pergamon Akropolüne dikilen Galatlar anıtı-Çizim)

Bu anıtın merkezinde, savaşta yenileceğini anlayınca teslim olmamak, düşmanının eline geçmemek için önce beraber savaştığı karısını öldüren, sonra da kılıcını kendi boynuna saplayan bir Galat savaşçısı ile eşinin heykeli........

© 12punto