menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İklim kanunu tasarısı üzerine aykırı yaklaşımlar

11 1
23.04.2025

Türkiye, 7 Ekim 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı kararıyla “Paris İklim Anlaşması’nı onaylamış ve anlaşma çerçevesinde Türkiye, 2053 yılına kadar net sıfır karbon salımı hedefini açıklamıştı.

Paris İklim Anlaşması’na karşı kimi eleştirilerde ise , “Sıfır Karbon” hedefinin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri sanayisizleştirmek için kullanılan bir tuzak olduğu, Birleşmiş Milletler, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ve büyük finans kuruluşlarının, “iklim değişikliği” söylemini kullanarak küresel sermaye akışlarını denetim altına almayı amaçlandığı dile getirilmekte ve Türkiye’nin 2032’ye kadar yıllık 2,5 milyar dolara ulaşması beklenen karbon vergileriyle karşı karşıya kalabileceği belirtilmektedir.

Bu kapsamda,Paris İklim Anlaşması gereğince İktidar partisi tarafından TBMM’ye sunulan İklim Kanunu Tasarısı, muhalefet partileri ve sivil toplum örgütlerinin etkin direnişi ile karşılaştı.Direncin temelini, kanun tasarısının küresel iklim değişimi sorununa büyük ölçüde sera gazı çıkaran şirketlerin, karbon kredisi satın alarak çözeceği görüşün yanlış olmasına dayanıyordu.

15 Nisan 2025 tarihli medya haberlerinden de ; İklim Kanunu Tasarısı’nın tekrar görüşülmek üzere komisyona çekilmiş bulunduğunu öğrenmiş bulunmaktayız.

• “Ulusal Katkı Beyanı’”nda belirtilen 2053 yılında net sıfır emisyon hedefinin dışında herhangi bir ara hedef, örneğin beş, on, yirmi yıl sonra ne gibi hedeflere ulaşılacağı hakkında hiçbir hedef konulmamıştır.

• Kanun tasarısında, ülkede hava kirliliğine neden olan kömür, petrol, gaz kullanımını azaltılması ve hava kalitesinin iyileştirilmesi için herhangi bir somut hedef yoktur.Örneğin,kömür santralleri kapanacak mı yoksa kitlesel taşımaya öncelik verilip bireysel otomobil kullanımı azaltılacak mı?

• Kanun........

© 12punto