menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye ve CHP üzerinde 'Mühendislik'!..

67 5
08.09.2025

Siirt’teki konuşmasında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla verilen 10 aylık hapis cezası 1998’de onandığında, “Göz bebeğimiz Cumhuriyetimizin kurumları öyle insafsızca yıpratılmamalıydı... Bizim ülkemizi muz cumhuriyetlerinini bile gerisine sürüklemek istiyorlar.” diye feveran eden Erdoğan, devr-i iktidarının 23’üncü yılında, daha geçen Şubat’ta nasıl bir Türkiye yarattıklarını şöyle anlattı:

Milletin bize yüklediği emaneti bugüne kadar yere düşürmedik. Millete, milletin emanetine, milletin egemenliğine dönük; demokrasiye, hukuka dönük her türlü saldırıya göğsümüzü daima siper ettik. Hangi kökene, meşrebe, mezhebe, siyasi görüşe mensup olursa olsun, 85 milyonun devletin nazarında eşitlendiği, eşit görüldüğü, haklarının ve yükümlülüklerinin eşit olduğu bir sistemi ülkemizde inşa ettik. Büyük bir gururla ifade etmek isterim ki, Türkiye'yi 'ötekisiz' hâle getiren tek parti AK Parti'dir.”

Ama bu arada, “Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederken, muhalefeti dönüştürme görevimizi de adım adım yerine getirmekten kaçınmayacağız. Bunu da, hep olduğu gibi siyasetin er meydanında yapacağız.” diye ekledi.

Evet, o konuşmadan bu yana hep birlikte ana muhalefet partisi CHP’nin “dönüştürülmesi” veya bitirilmesi sürecine tanıklık ediyoruz!..

Gazeteci-Yazar Mehmet Y. Yılmaz Cuma günü T24’teki “Geriye bir tek serbest seçim kaldı” başlıklı yazısında, “darbe” ortamında yaşadığımızı belirtirken şunu vurguladı:

“Darbeciler bu kez tank, tüfek falan kullanmıyorlar. Onun yerine ‘daha az ses çıkaran’ silahları tercih ediyorlar ki, adalet sistemi bu görevi yerine getiriyor.”

Sürpriz veya tesadüf mü?

Hayır. İşte unuttuğumuz veya hatırlamak istemediğimiz tarih sayfalarından önemli bir yaprak; daha 1994’te RP İstanbul İl Başkanıyken, “Biz hazmettire hazmettire geliyoruz.” derken, hukukun kaderi için şu hedefi koymamış mıydı:

“Bu düzenin koruyucusu olamayız, mümkün değil. Bu hukuku hazırlayanlar, bu düzenin kaldırılmasının maşası olacaklar.”

Aynen böyle; “hazmettire hazmettire” eğitimden ekonomiye, sağlıktan dış politikaya, devletin kurumlarından milletin yapısına ne var ne yok çöküşe imza attılar.

En uzun soluklu “hazmettirme” ise devletin yegâne varlık sebebi hukukta yaşandı ve nihayet adaletsizliğin kitabına nokta koyma aşamasına gelindi.

Çok değil, iki yıl önceki Adli Yıl açılışında; “Türkiye........

© 12punto